Kıbrıs Gazetesinde yayınlanan haberde, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan yapılan şu açıklamaya yer verildi, “KKTC vatandaşı öğrencilerle birlikte geçen yıl 101 bin 11 olan öğrenci sayısı bu yıl bin 933 artarak 102 bin 944 oldu.
Kıbrıs Gazetesinde yayınlanan haberde, Milli Eğitim Bakanlığı’ndan yapılan şu açıklamaya yer verildi, “KKTC vatandaşı öğrencilerle birlikte geçen yıl 101 bin 11 olan öğrenci sayısı bu yıl bin 933 artarak 102 bin 944 oldu.
Buna karşılık Türkiye’den gelen öğrenci sayısında ise yaklaşık bin 500 kişilik bir düşüş olduğunu öğrenildi. Ancak üçüncü dünya ülkelerinden gelen öğrenci sayısının artması nedeniyle bu açık kapanarak, ülkedeki üniversitelere kayıt yapan öğrenci sayısı arttı.”
Bu bilgiye göre ülkede 100 bin civarı bir öğrenci olduğu anlaşılıyor.
Fakat buna rağmen esnafın bu artıştan olumlu etkilenmediği belirtiliyor..
Her şeyden önce belirtmek gerekirse bu pek gerçekçi gelmiyor bana.
Çünkü böyle nüfusun piyasaya yansımaması tabiatına da aykırı.
Neden?
Çünkü artı 100 bin kişi mevcut nüfusa ekleniyor.
Bu kişilerin barınması var, yiyip içmesi var, kitabıdır, kırtasiyesidir, diğer ihtiyaçlarıdır şusudur busudur bir sürü harcamaları vardır.
Üstelik genç nüfustur bu artı 100 bin insan.
Kısacası bunun piyasaya yansımaması mümkün değil..
İlla ki vardır bir mali getirisi bu durumun.
Ha beklendiği gibi olmayabilir.
Şöyle ki; ülkedeki mevcut koşullar bir öğrenci için oldukça ağır koşullardır.
Dolayısıyla bu gençler ülkelerinden buraya gelirken belli temel ihtiyaçlarını da beraberlerinde getiriyorlar. Ve mümkün olduğu kadar belli ihtiyaçlarını bu şekilde gideriyorlar.. Fakat yine de bunu uzun vadede sürdürmeleri mümkün değil.
Zira ülkeye gelirken beraberlerinde getirdikleri erzakların bir akademik dönem içinde tasarrufu mümkün değil.Dolayısıyla dönem sonu tatiline gidebilenler ülkeye tekrar döndükleri zaman yine belli başlı ihtiyaçlarını beraberlerinde getiriyorlar.. Fakat her şeye rağmen illa ki buradan da her şekilde bazı hizmetleri almak ve ihtiyaçlarını karşılamak durumunda kalıyorlar.
İşte o zaman da tabi ki bazı ihtiyaçlarını buradan tedarik ediyorlar..
Burada aslında sorgulamamız gereken ise şu;
Bu gençler neden ihtiyaçlarını ülkelerinden getirmek zorunda kalıyorlar?
Buna verilecek cevabımız varsa sorunun farkındayız demektir.
Nitekim vardır.
Çünkü biz çok pahalı bir ülkede yaşıyoruz.
Kimse kusura bakmasın ama patatesin 25 TL’yi gördüğü, domatesin 12 TL’ye kadar çıktığı etin kilosunun 65 TL’yi bulduğu, ev kiralarının korkunç rakamlarla telaffuz edildiği bir ülkede çok doğaldır ki öğrenci de harcama yaparken ihtiyatlı davranacak.. Ve yine çok doğaldır ki üniversiteler öğrencilerinin bu koşullarını düşünmek zorunluluğu hissederek bazı önlemler almak zorunda kalacak..
İşte tam da bu nedenledir ki üniversiteler öğrencilerine daha makul şartlar sağlamak için kampüsleri öğrencilerin her türlü ihtiyacına cevap verebilecek şekilde kurgulamaya başladılar.. Kısacası bugün bir üniversite öğrencisi kampüsü kendine yaşam alanı belirliyorsa bunun en büyük nedenini biz kendimizde aramalıyız. Bunu sorgulamalıyız. Aksi takdirde sorunların tespitini doğru yapamayız.
Ve doğru çözümler de üretemeyiz..
Zira üniversitelerin öğrencilerini neden kampüslere çektiğinin nedenlerini doğru algılayabilmek burada çok önemlidir, ki bunda devlet politikasızlığının da çok büyük önemi vardır..
Üniversiteler bu ülkeye öğrenci çekebilmek için yırtılırken, devlet ülkeye gelen üniversite öğrencisini tek başına çaresiz bırakıyor.
Öğrenci bizim için bu ülkede hayati öneme haiz bir varlık ise biz o varlığı her anlamda koruyabilmeliyiz. Ama biz bunu yapmadık.
Fahiş fiyatlara evler kiraladık, olmayacak fiyatlara ürünler sattık, bu gençlerin ve ailelerinin hayatlarını zorlaştırdıkça zorlaştırdık. Bu gençler sayesinde peş peşe apartmanlar dikildi bu ülkeye, yeni yeni iş yerleri açıldı. Birçok sektöre can damarı oldular.
Peki biz ne yaptık?
Bu fırsatı teptik.
İhmal ettik.
Kötüye kullandık..
Şimdi de diyoruz ki öğrenci sayısı çoğaldı ama bizim işler kesat..
Oysa çok çok daha iyi olabilirdi.
Eğer öğrenciyi yolunacak kaz görüp haksız kazançlara başvurulmasaydı..