Göz mü yumduk emirnameye...

“Anladım ki, insanlar susanı korkak, görmezden geleni aptal, affetmeyi bileni çantada keklik sanıyorlar.

“Anladım ki, insanlar susanı korkak, görmezden geleni aptal, affetmeyi bileni çantada keklik sanıyorlar. Oysa ki; biz istediğimiz kadar, onlar hayatımızdalar, göz yumduğumuz kadar dürüstler ve sustuğumuz kadar insanlardır!’ Doğru söze başka ne diyebiliriz. Şems vakti zamanında hayatında ne yaşanmışlıklar oldu ki böylesine bir cümleyi kurdu. Her işte niyet çok önemlidir…Sözlükteki açıklaması ‘bir şeyi yapmayı zihninde tasarlama, önceden isteyip düşünme, kendi kendine karar verme, kişinin içindeki bir amaca yönelme istek ve düşüncesi.’ İşte kişiler bu niyet aşamasına vardıkları andan itibaren her şeyi başarabilecek güç ve özgüven sahibi olanlardır.İstemeyerek yapılan her her iş sonuçsuz olandır. Çalışmaya niyetiniz yoksa işlerinizin ters gittiğini gören olursunuz… Niyette ise, dış faktörlerin etkisi size başarıda hırs katan olur… Hırsın ise dozu iyi ayarlanmalıdır.Öfke denen şey ise,bir yola çıkmışsanız sizde olmaması gereken tek şeydir. Niyetten sonra her şeyin başı inanç diyebiliriz…İnançla başlayıp inançla atılan her adımda görülen sevgi bağları her zaman var oldukça ve insan öncelikle kendisini biliyor, tanıyorsa başkasının ne söylediği “özel hayatında “ önemini yitirmektedir. Önemsizlik söyleyenleri de ortada bırakan olduğu gibi bir kaybedişin öyküsü olarak satırlarda yer bulan olur. İş idaresinde kendinize şiar edineceğiniz temel prensiplerden bir tanesi , sizi ‘başarısız’ kılmaya meyilli kim isterse olsun, onları tesbitte gecikmemenizdir. Küçücük adamızda her gününün rutinine bir bakarsanız değişen hiç bir şey olmadığını görürüz. Her konuda dijital ortam insanı gün geçtikçe kendine esir ediyor. Sosyal medya hesaplarınızdan dünya parmağınızın ucunda ve sizler/bizler bu hesaplarınızdan televizyon, konukları olsun haberleri olsun canlı canlı izleyenler oluyorsunuz. Tabi bizlerde hatta öyle bir havaya giriyoruz ki kendimizi kaptırıp programlara dahil olup konu haberle ilgili yorumlar yazabiliyoruz. Ve en önemlisi ne “ sizle birlikte izliyor adını “ küçücük akıllı telefon ekranında gördüğünüz zaman biz ne kadar büyük bir aileyiz ki birlikte televizyon izliyoruz diyebiliyoruz. Tabi giderek yalnızlaşan çevrede sanal dünyanın cazibesi ile baş başa kalıyoruz. KKTC ‘de 2019 mali yılı bütçe görüşmeleri komite safhasında daha sonra Meclis genel kurulunda görüşmeler. Kasım -Aralık ayı böylelikle icraat dedikleri hakikatlerden uzak 4’lü hükümetin beceriksizliği ile şekillenip, denk bütçe olayı ile son bulacak mı bekliyoruz, göreceğiz. Serdar Denktaş 2019 daha refah bir yıl olacak diyor ama nasıl olacağı, soru işaretleri ile dolu. Öte yandan Baybars’ın emirnamesi tam bir kaos niteliğinde, “Meclis’te Pazartesi günkü bileşimde söz alan UBP Milletvekili Ersan Saner “Gazimağusa emirnamesi” hakkında Emirnamelerle, yazılı buyruklarla bir ülkenin geleceğini düzenlemeyi doğru değildir, bu yüzyılda imar planları yapılamıyorsa, Meclis’in kendi kendini sorgulaması gerektiğini kaydediyor. Bu durumda konunun irdelenmesi ilgili taraflarca yetkiler çerçevesinde yapılması gerekiyor. Salı gün sabah Hüseyin Ekmekçi’de programında dikey ve yatay yapılaşma üzerindeki görüşleri dinledik, Ötüken,Kuzucuk,Yıldırım, Çayırova gibi köylerin kıpkırmızı topraklarının tarımdan uzak yapılaşma adına tükendiği ifade edilirken eski ile bu gün arasındaki farkta bölgenin karpuz yetiştiren üreticileri de akla gelen oldu, Karpuz Kralı diye anılan Ali Çalıcıoğlu anılarda yer eden oldu. Yetiştirdiği kerevizlerin de çarşıda ünü vardı. Toprak önemli, üretim önemli fakat teşvik başka yöne yönlendiriliyorsa ve kişiler ve ülkemiz çevre adına ileride zarar görecekse demek ki durup yeniden düşünme zamanı gelmiştir...




Bu haber 2698 defa okunmuştur

:

:

:

: