Ne tabanı ne tavanı mamur ettik, olanı da yitirdik

Yağması gereken yağmurun, zerresi kadar yağmur yağar . Her taraf felç olur . Bana hiç kimse demesin ki , yağması gerekenden çok fazla yağmur yağdı ve her tarafı sel bastı .

Yağması gereken yağmurun, zerresi kadar yağmur yağar . Her taraf felç olur .
Bana hiç kimse demesin ki , yağması gerekenden çok fazla yağmur yağdı ve her tarafı sel bastı .
Bu ülkeye . Ben gayet iyi hatırlarım . Benim doğduğum yer Baf. 15 gün, gece ve gündüz yağmur yağardı . Hiçbir eve değil sel, yağmur zerresi girmezdi .
İş yerleri, günlerce yağmur yağsa da, işler tıkırında giderdi .
Yağmurun seyrine göre, şimdiki gibi dümen kırılmazdı .
Çocuk yaşlarda . Arkadaşlarla oyun oynarken, yağmur sularının toplandığı su evlekleri vardı . Bir metre büyüklüğünde . İçine girer saklanırdık .
Değil yağmur suyu, bir mevsim yağmurun miktarını akıtsanız. Kesinlikle tıkanmaz ve sel baskınlarına neden olmazdı .
Evleklerin içine su alacak logarlar . Bir metre kare çapında idi .
Demir parmaklıkları, tıkanmaya elverişli değildi . Demir aralıkları tıkanmaları önleyecek aralıklarda, dizayn edilmişlerdi . Her sene, kış gelmeden, tüm evleklerin, Belediyelerin olduğu yerlerde, Belediyeler . Belediyelerin olmadığı yerlerde, Kaymakamlıklar tarafından temizliği yapılırdı . Kışa hazır hale getirilirdi .
Ayni titizlik, Kamu derelerinde de, yapılır . Gelen sel sularının taşkınlıklara neden olmaması için, dere yatakları temizlenir . Çevreye zarar verilmemesine, özen gösterilirdi .
Evlerin damları, toprak olanların, devamlı yağmurlardan sadece akıtma olayı olurdu . Fakat , hiçbir ev sel suları tarafından basılmazdı .
Hem o dönemlerde , Teknolojinin bu kadar gelişmemiş olmasına rağmen . Yağmurun çevreye zarar vermesi, yok denecek kadar azdı .
Devlet kurduk .
Yapılaşma başladı .
İnşaat sektörü çoğaldı .
İnşaatlar arttı .
Evler, su altında kalmaya başladı .
Hemen belirteyim .
Devletle birlikte .
Şehircilik Dairemiz oluştu .
Yollarımız için, Bakanlık . Buna bağlı olarak, Karayolları Dairesi kuruldu .
Yarım saatlik yağmurda bile . Evler, iş yerleri ve yollar sular altında kalıyor .
Biz bu makamları oluşturduk . Fakat işlevlerini tam manası ile yapmalarına imkan tanımadık . Görev ve yetkilerine müdahalede bulunduk .
Kamu Derelerinin işgaline, göz yumulması için telkinlerde bulunduk.
Kamu arklarının ( evleklerinin ) ortadan kalkmasını teşvik ettik .
Görmemezlikten geldik .
Kara yollarının yapımında . Yer planlarındaki dere ve su arklarını haritadan sildik .
Bu alanların işgal ve ortadan kalkmasını engelleyecek denetimleri, gereği gibi yapmadık , yaptırmadık .
44 senenin sonunda . Hala daha , Taban ve Tavanı konuşuyorsak . Arkamıza bir bakmamızda, nerelerden nerelere geldiğimiz, ortaya çıkmaktadır .
Tavanda büyük tartışma .
Dikey mi ? Yatay mı ?
Tabanda ise , ha keza . Sel baskınları her yağış mevsiminde . Gündem oluşturmaya devam ediyor .
Geçende bir gazete , Girne’ye yağan yağmurun . Bu sel olayını meydana getireceğini yazdı . Gerekçe de, yağan yağmur miktarının . Mevcut alt yapı kapasitesinin, üzerinde imiş .
Kendi kendime güldüm .
Demek ki bu alt yapı yapıldığında, iyi bir araştırma yapılmamış ki. Bu yapılan alt yapı, yetersiz kalmış .
44 ‘cü yılında, Kıbrıs Türk Halkını, Taban ve Tavanla meşgul eden zihniyet . Aslında , olanı da, hallettiklerini . Onu da, becerdiklerini . Bunu, bir saklama uğraşının becerisini, ortaya koydukları da, gözden kaçmamaktadır . Bozuk düzenin çarpıklığı, Süleyman Şevket olayından bu yana ilk kez. Yağmurdan oluşan seller yüzünden. İnsanlarımızı da yitirmenin üzüntüsü içerisinde. Durumu seyretmeye devam ediyoruz.
Evet, 40 yılda geldiğimiz nokta . Ne Tavanı, ne Tabanı hallettik. Olanı da, yitirdik . İnsanlarımızı da . Yazıklar olsun .
Hükümet 3 günlük yas ilan etmeli . Yazıyı yazarken ilan etmemişti. Gençlerimize, bir saygı nişanesi olarak, bu yapılmalı .





Bu haber 2300 defa okunmuştur

:

:

:

: