KIBRIS TÜRKÜNE KARŞI YENİ SAVAŞ

KKTC eski Maliye Bakanı ve emekli Büyükelçi Tansel Fikri, Orams davası konusundaki gelişmeleri star KIBRIS için kaleme aldı.

KKTC eski Maliye Bakanı ve emekli Büyükelçi Tansel Fikri, Orams davası konusundaki gelişmeleri star KIBRIS için kaleme aldı.

KKTC eski Maliye Bakanı ve emekli Büyükelçi Tansel Fikri, mülkiyet sorununun, Kıbrıs’ta toplumlar arası görüşmelerin entegre unsurlarından sadece biri olduğuna işaret ederek, kapsamlı çözüm olmadan mülkiyet sorununu çözmenin imkanı bulunmadığını söyledi.
Orams davası konusundaki gelişmeleri star KIBRIS için kaleme alan Tansel Fikri, davayla ilgili tespit ve görüşlerini şöyle özetledi:
“Mülkiyet sorunu, Kıbrıs’ta toplumlararası görüşmelerin entegre unsurlarından sadece biridir.
Taraflarca kabul edilen iki kesimli bir Kıbrıs’ta, Kıbrıs Türk halkı ile Kıbrıs Rum halkının siyasal eşitliğine dayalı çift uluslu federal bir çözümde mülkiyet sorunun, karşılıklı sınır düzeltmeleri, toplu takas ve toplu tazminat ve her iki halkın güven içinde yaşama hakları çerçevesinde çözümlenmesi öngörülmüştür. Kapsamlı çözüm olmadan mülkiyet sorununu çözmek mümkün değildir. Annan Çözüm Planını referandumla reddeden Rumlar, kapsamlı çözüm yanında mülkiyet sorununun çözümünü de geciktirmektedir.
Orams davası diğer bireysel davalar gibi Kıbrıs sorununun çözümünü geciktirmeye ve KKTC’de ekonomik, siyasal ve sosyal güven bunalımı ve kaos yaratmaya yönelik, tamamen Rum-Yunan devletlerinin himayesinde, Kıbrıs Türküne karşı yürütülen diplomatik, siyasi ve ekonomik savaş hareketinin ulaştığı yeni boyutlardır.
TC ve KKTC hükümetleri yasalarımıza ve devletimize güvenerek KKTC’de mülk satın alan herkesin hakkını ve hukukunu koruyacak tedbir ve düzenlemeleri elbette yerine getirecektir. Kararlı ve güçlü davrandığımız sürece bu fevkalade haksız, siyasal amaçlı hukuki kuşatmadan güçlenerek çıkacağımıza inancım tamdır.
Kıbrıs Türk halkı, Kıbrıs’ın en az Rum halkı kadar asli unsuru ve sahibidir. Garantör İngiltere’nin de imzası ile uluslararası hukuk ve anlaşmalar Kıbrıs Türk halkına Kıbrıs’ın yasama, yürütme ve yargı organlarında olduğu gibi Kıbrıs’ın egemenliğinde ve kuruluşundaki çift uluslu devlet yapısında en az Rum halkı kadar kurucu ve eşit haklar tanımıştır. AB, 21’inci asrın en büyük haksızlığı ve hukuksuzluğuna imza atarak, Kıbrıs için Yunanistan’ın onayını aldığı Rum yanlısı BM Çözüm Planını (Annan Planını) kabul eden Kıbrıs Türk halkını, AB tam üyelik sürecinden tamamen dışlamıştır. Planı reddeden Rum halkını ise tüm Kıbrıs adına tam üyeliğe kabul etmiştir. Bu akıl almaz hak ve hukuk tanımamazlık örneğini AB zamanla düzeltmek ve Annan Planı’nın kabulü ile taahhüt izolasyon ve ambargoları KKTC üzerinden kaldıracak yerde bu kez siyasal amaçlı hukuk oyunları ile yeni ambargo ve kuşatma kararları istihsal etmesi, AB’nin hukuk ve adalet anlayışına gölge düşürmüştür. Avrupa adaleti KKTC’ye reva gördüğü uygulamalarla ağır bir yara almıştır. AB’nin, Kıbrıs’taki iki eşit tarafa eşit yaklaşım yerine bu denli yanlı, kabul edilemez ve vicdanları yaralayan yaklaşımı ile Kıbrıs’ta çözüm sürecine adil ve tarafsız katkı yapma imkanını da tamamen kaybetmiştir.
Adil yargılama süreci açısından AİHM ile İngiltere mahkemelerinin bu haksızlığa son verip Rum Mahkemelerinin KKTC sınırları içinde yapılan idari ve hukuki tasarruflar üzerinde hüküm verme gibi bir yetkisinin kesinlikle bulunamadığını en kısa zamanda teslim edeceğine ilişkin inancımızı korumak istiyoruz.”
Bu haber 910 defa okunmuştur

:

:

:

: