Crans Montana sonrası Kıbrıs sorunu buzdolabına girdi. Bu konuda taraflar da çok farklı düşünmediğini bir yıl boyunca açıklamalardan gördük. Yaz aylarında Akıncı ve Anastasiadis’in gerçekleştirdiği görüşmede BM yetkilisi Spehar da olacak şekilde planlandı ancak görüşme sürpriz bir şekilde ikili oldu. Neler konuşuldu halkımız bilmiyor, belki de Türkiye de yeterince bilmiyor, ondan sonra da olağan yıllık toplantı için BM genel kuruluna gidildi.
Bir şey daha gözden kaçmadı Akıncı biraz geç gitti ve Türkiye CB Erdoğan ile görüşemedi. Özersay daha erken gittiği için görüşme fırsatını buldu ve görüştü, siyaset ile ilgilenenler çok rahat anlamalı ki bir soğuk rüzgar esti.
Geçen bu zaman içerisinde Türkiye artık , 50 yıldır görüştüğü ve sonuç alamadığı federal çözümü görüşmeyecektir açıklamalarını yaptı. Akıncı ise ortaya çıktı ki bir denemede daha istiyor, ancak iyi hazırlık yapılmalı diyor.
KKTC DB Özersay’ın Kıbrıs sorunu ile ilgili açıklamaları, KKTC CB Akıncı’nın açıklamaları ile farklılaşıyor, hem de çok ciddi farklar var. Son zamanlar da Türkiye DB Çavuşoğlu’nun açıklamaları da Akıncı ile farklı.
Anastasiadis sürekli söylüyor, aramızda ki farklılıkların çözümünü bulalım ve nasıl çözüleceğini de anlaşalım diyor Akıncı’ya, o zaman ortada olan şu Kıbrıs da Türkiye’nin etkin ve fiili garantörlüğü ile Türk askerinin varlığı, bunların ise konuşulabileceğinin açıklamalarını Akıncı sözcüsü aracılığı ile yapmıştı.
Geçen hafta Kıbrıs’a ABD li diplomat, BM geçici Kıbrıs temsilcisi geldi ve tarafları dinledi. Rum tarafı açık ve net Türkiye’nin garantörlüğünü ve Türk askerinin varlığını istemiyorlar. Akıncı buna cevap vermeden Çavuşoğlu cevapladı, bu konuda bu şekilde hayal gören varsa uyansın çünkü olmayacaktır.
Böylelikle en büyük farklılık bir kez daha ortaya çıktı, bu iyiye gösterge değildir. Geçenlerde uzun zaman Akıncı ile ayni siyasi platformlar da bulunan bir abim şunu dedi. ”Türkiye ile Akıncı Kıbrıs sorunun da ayrı çalışıyorlar” bu iddia çok üzücüdür değerli okurlar.
Şu çok iyi bilinmeli ki Kıbrıs cumhuriyetinin kuruluşunda garantiler garantörlerin çözebileceği bir sorundur, ben ve benim gibi düşünenler Türkiye’nin hiçbir zaman garantörlük ve adadan Türk askerinin çekilmesini savunmaz ve de savunamaz
