Son günlerde sıkça gazetelerde görür olduk, polisin ada genelinde başlattığı huzur operasyonları çerçevesinde adaya yasal yollardan girmiş fakat gerekli işlemleri yaptırmadığı için kaçak durumuna düşmüş, veyahut gayrı yasal olarak adaya girmiş ve kaçak olarak adada yaşamaya başlamış kayıtsız kuyutsuz insanların tespit edilmeye başladığını görüyoruz..
Bu da bize gösteriyor ki isteyen, dileyen ülkemize elini kolunu sallayarak rahatlıkla girebiliyor. Yani bu şu demek aslında; bu anlamda olması gereken denetimden yoksundur hava ve deniz limanlarımız..
Şöyle ki; adaya yasal yollarla giriş yapıp, sonrası süreçte yasal prosedürü yerine getirmeyip adada kaçak olarak yaşamaya başlayanlar denetlenemiyor. Giriş yaptıktan sonra rahatça bu ülkede kalabiliyorlar, ta ki hasbelkader bir vesile ile yakayı ele verene kadar. Tabi bu denetlenemediği gibi bir de yasal olmayan yollardan adaya giriş yapanların olduğunu görüyoruz.. Elbette her iki şekilde de yani yasal yollardan gelip, kaçak durumuna düşenler de, yasal olmayan yollardan gelip kaçak yaşayanlar da çok açık ki ada içinde birilerinden yardım alıyorlar. Bu birileri de tabi ki insan kaçakçılığı ile ilgili olan çetelerdir.
Dolayısıyla hiç bilmedikleri, tanımadıkları bir ülkede nasıl barınabilirler bu insanlar? Ne yerler, ne içerler, nerede kalırlar.
Kısacası içerden destek olmasa bunların hiçbirini yapamazlar.
O halde bu anlamda ülkemizde bir zafiyet olduğunu söyleyebiliriz.
Zaten yaşananlardan da anladığımız bu.
Haliyle her şey bu kadar net iken ve bu anlamda ciddi sıkıntılar yaşanırken devletin konuya daha etkin müdahil olması ve tedbirlerini alması gerekir.
Belli ki mevcut şekliyle bu durumun önüne geçilmesi pek mümkün değil.
Tabi burada merkezi yönetim ile yerel yönetimlerin iş birliğine gitmesi elzem olmuştur. Malum ki polisin de bu anlamda gerek personel artırılması konusunda desteklenmesi, gerekse teknoloji anlamında daha çağdaş bir yapıya kavuşturulmasının devlet eliyle sağlanması artık bir zaruriyettir.
Fakat bütün bunların yapılabilmesi için öncelikle sorunun kabul edilmesi gerekir.
Yani gözle görülen bu zafiyete çözüm üretebilmek için sorunun her şeyden önce farkında olunması ve idrak edilmesi önemli..
Dolayısıyla devlet bu sorunun varlığını kabul ederek ancak iyileştirici adımlar atabilir.
Yoksa bu denetimsizliği kabul etmezsek soruna da çare bulmaktan çok uzaklarda oluruz..
Özellikle ülkeye yasal yollardan giren insanlara uygulanacak prosedürlerin giriş sonrasını da takip edebilecek ve denetleyecek bir mekanizmanın oluşturulması sanırım bu noktada oldukça önemlidir.
Ha kaçak yollardan adaya giriş yapanların ise kuvvetle muhtemel deniz yolunu kullandıklarını,dolayısıyla ülkeye sefer yapan gemiler ve bu gemilerin taşıdığı tır dorseleri, konteyner gibi yüklerin muhafaza edildiği alanlarda ilgili devlet görevlilerinin denetimlerinde çok daha ihtiyatlı davranmaları gerekiyor. Hatta bu denetimleri yapanları da denetleyecek bir mekanizmanın olması da şart gibi görünüyor..
Böylelikle denetimler tek elden geçmemiş olur.
Velhasıl bunun önlemini bir devlet illa ki alabilecek güçtedir.
Yeter ki sistem kurulsun, ya da varolan sistem uygulansın.
Dolayısıyla bunun öyle çok da zor bir yanı yoktur.
Yeter ki denetim mekanizmasının çalışması sağlansın.