Türkiye ve KKTC gündemi o kadar gelgitler ile dolu ki konulara yetişmeye imkan yok. Mesela Türkiye de haftalar önce tartışılan Cemal Kaşıkçı olayından basında bugün izler bulmak mümkün değil. KKTC de bir hassa öyle… Rumların ortaya attığı tezler unutulmuş bugün yeni konular tartışılıyor ya da birileri tarafından gündem olsun diye ortaya atılıyor. Bir şekilde gündem değiştiriliyor. Kaşıkçı olayı da bu noktada önemli bir örnek olsa gerek.
Cemal Kaşıkçı olayında cinayetin işlendiği yer belli. Cinayetin işlendiği zaman belli. Failler belli. Verilmek istenen mesajlar ortada. Lakin ortada halen somut bir adım görmek mümkün değil. Ne Veliaht prensler yargılandı ne de konu uluslar arası bir boyuta taşındı.
Suudi Arabistan failler arasından 11 ini yargılama yoluna gittiğini daha önce ki yazılarımızda bahsettik. Lakin bu failler içinde 5 i idam ile yargılandı. Fakat idam verilen kişilerin arkasında kimlerin olduğu ortaya çıkmadı. Bu kadar geniş ve organize kapsamlı bir cinayetin normal bir cinayet gibi sadece Suudi Arabistan makamlarınca yargılama yapılması anormal bir durum. Ortada uluslar arası hukukun ihlal edilmesi gibi bir durum söz konusu. Bu konudan da bahsetmiştik. Ortada sadece Kaşıkçı davası yok ortada başka durumlar var. Bir ülkenin nasıl bir şekilde kendi çıkarları doğrultusunda rezilce ve vahşice organize bir şekilde tasarlayarak nasıl katliam yaptığına şahit olduk.
Suudi Arabistan veliaht prensi Muhammed Bin Selman ile Birleşik Arap Emirlikleri veliahtı Muhammed bin Zaid in Türkiye hakkında fikirlerinden daha önce okurlarımıza yazılarımızda bahsettik. Kısaca tekrar bahsedersek, Amaç bölgede Türkiye nin elini zayıflatıp Arap- Türk çatışmasından kar elde etmektir. Doğu Akdeniz de olsun, orta doğu da olsun Türkiye nin iç meselelerinde olsun her taraftan Türkiye karşıtı bloklara maddi ve manevi destek vererek Türkiye bir şekilde dizleri üzerine çökertilmek istenmektedir. Suriye’nin kuzeyinde oluşturulmak istenen yapı da zaten buna en iyi örnektir. Türkiye de gerçekleştirilmek istenen 15 temmuz darbesinin arkasında da bu iki veliaht prensin finansal desteğinin olduğu aşikar. Gezi parkı olaylarında da eylemcilere verdiği destek zaten açıklanmıştı. Zaten kaşıkçı olayı gibi benzer olaylar, bu iki prens tarafından daha önce de gerçekleştirildi. İşte bu noktada tüm bu faaliyetlerin olduğu bir ortamda kaşıkçı cinayeti aslında bu iki prensin nasıl rezil işlere imza attığının göstergesidir. İnfaz timlerin ortaya çıkan fotoğrafları ve ilişkileri tüm kanıtları ortaya koymaktadır.
Türkiye bu cinayetin peşinden karşısına aldığı diğer bir konu da dolar krizi idi. Dolar krizinde dolar 4 tl den 7 tl çıktı. Bu işlerin arkasında da bu iki prensin olduğu ortada. Türkiye ‘yi dizleri üzerine çökertemeyen bu iki prens elinde diğer kozu öne sürerek amerikan doları üzerinden Türkiye ye ekonomik anlamda diz çöktürmek istediler. 50-60 gün içerisinde anormal bir şekilde kur 2 katına çıkartıldı. Fakat sonuç ortada. Siyasi askeri ve diplomatik anlamda Türkiye yi köşeye sıkıştıramayan bu iki prens her zaman yaptığı gibi ‘’ para gücü’’ ile bir şeyler yapmak istemiş olsalar bile başarılı olamadılar. Bu geçilen dönemde hem iç politika da hem de dış politika da Türkiye adımlarını doğru atmak durumundadır. Düşman bir değil bin tane diye bir söz vardır. İşte bu dönem o dönem. Suriye, Irak, Somali ve diğer Afrika ülkelerinde Türkiye karşıtı tüm adımlar atılmak isteniyor. Bunların hepsi boşa çıkacağı fikri bende haiz. Fakat dikkatli olmak gerekiyor. Eskiden oyun arkadan çevrilirdi. Artık kartları açık oynuyorlar. Türkiye de bu hamlelere karşı her zaman olduğu gibi doğru adımı atacağından eminiz. Onlarca darbe girişini bertaraf eden bugünün siyasetçileri bu adımları da bertaraf edecektir. Lakin bu iki prensin hesaba katmadığı bir konu da şu; gün gelecek arkalarına aldıkları güç onları da karşısına alacaktır.
