İyi niyetli de olsanız kötü kötüdür..

Hangi parti veyahut partiler iktidar koltuklarında olursa olsun illa ki belli bir yıpranma yaşarlar. Fakat bunu en aza indirgemek de, en yüksek orana çekmek de o iktidarın ortaya koyacağı performansla ilgilidir.

Hangi parti veyahut partiler iktidar koltuklarında olursa olsun illa ki belli bir yıpranma yaşarlar. Fakat bunu en aza indirgemek de, en yüksek orana çekmek de o iktidarın ortaya koyacağı performansla ilgilidir.
Dolayısıyla iktidarlar halkın aynasına nasıl gösteriyorlarsa yüzlerini karşılığını da öyle görürler.
Malum ülkede 4’lü bir koalisyon hükümeti var.
Takdir edersiniz ki, hükümet oluşumlarında koalisyonlar hep sıkıntılıdır.
Yani kolay bir şey değildir bir ülkenin koalisyon hükümeti ile yönetilmesi.
Fakat mevcut şartlar bazen iktidarları buna mecbur bırakabiliyor.
Nitekim bizdeki hükümetin de bugünkü koalisyon durumu koşulların bir gereğidir.
Yani bu hükümeti kuran partiler kendilerince eldeki imkanlarının en makul olanını seçerek böyle bir tercih yaptılar.Bu hükümetin kanatlarını oluşturan partiler arasında alışılagelmiş ve sağlıklı işlemeyen sistemin revize edilmesi veyahut topyekün bir değişim gerçekleştirmek için yola çıktılar.
Bunu zaten her fırsatta da yüksek sesle dillendiriyorlar..
Ha bu yaklaşımlarında samimidirler ya da değiller bunu elbette tartışabiliriz.
Lakin burada çok önemli bir konuyu da görmezden gelemeyiz.
Şöyle ki; işlemeyen ve ihtiyaçlara cevap vermeyen, ya da belli bir zümreye koruma sağlayan fakat toplumun genelinin refahını her türlü gerileten mevcut düzenin ortadan kaldırılması ve eşitliğe dayalı, sosyal adaleti destekleyen bir hukuk devletinin yeniden tesisi için gereken tek şey iradedir.
Peki bu irade şu anki mevcut hükümette var mı?
İşte ben ondan emin olamıyorum.
Zira bir tarafta değişim nutukları atıp, öte tarafta mevcut yapının mimarları ile işbirliği yaparak bunu gerçekleştiremezsiniz.
Ya da mevcut düzenin kalıplarını yıkmak yerine bu kalıpları allayıp pullayıp onlara destek çıkarak ürettiğiniz politikalarla da bu değişimi sağlayamazsınız.
Dolayısıyla konuya neresinden bakarsanız bakınız her türlü bir çelişki var bu değişim istencinde.
Peki o halde nasıl olacak bu iş?
Her şeyden önce değişim diye yola çıkan partilerin bu koalisyonu kurarken mecburi istikamet diye tercih etmek zorunda kaldıkları çıkmaz yolun sonu her haliyle mevcut olan sisteme çıkmaktadır. Yani statükonun tam ortasına.
Beğenseniz de beğenmeseniz de bu bugün için önümüzde duran tek gerçektir.
Nitekim statükoyu yıllarca destekleyen, koruyup, kollayan ve ona gözü gibi sahip çıkan siyasi bir anlayışla sırf hükümeti kurmak adına kol kola girerek ittifak yapan bir mantalitenin, bir yandan da mevcut yapıyı değiştirmeye uğraşıyoruz, şunu yapıyoruz, bunu ediyoruz söylemlerine karşılık ortada elle tutulur gözle görülür bir şey de olmayınca üzgünüm ama bana bu çabalar çok da gerçekçi gelmiyor.Çünkü bu şekilde iyiye ve daha güzele doğru bir yapının oluşturulması pek mümkün değil.. Siz ne kadar iyi niyetli olursanız olun, ne kadar çalışkan olursanız, olun ve hatta ne kadar kararlı durursanız durun böyle bir ortamda kötüyü iyiye çeviremezsiniz. Nitekim de çeviremiyorsunuz..
Bir taraftan iyi yönetim, şeffaf ve hesap verebilir bir idare anlayışı derken, diğer taraftan ortak veyahut ortaklarınızın birden çok tartışmalı ve şaibeli işlerinin sizin üzerinize yıktığı enkazı kaldırmanız mümkün değildir..
Bu haber 121 defa okunmuştur

:

:

:

: