Kayıt dışılığı önlemek

Sn. Cumhurbaşkanının, kayıt dışılığın, ülkemizde % 60 larda olduğu yollu açıklaması, yakın bir geçmişte yapılmıştı .

Sn. Cumhurbaşkanının, kayıt dışılığın, ülkemizde % 60 larda olduğu yollu açıklaması, yakın bir geçmişte yapılmıştı . Hala bu açıklama, belleklerimizde durmaktadır .
Maliye Bakanı Sn. Serdar Denktaş . 18 Ocakta yaptığı bir açıklamada . Ekonomiyi kayıt altına almak için düğmeye bastı .
Düğmeye bastı basmasına da . Getirdiği kayıt dışılığı önleme formülü, biraz eksik gibi .
Kayıt dışılığı önlemek, sadece kredi kartı kullanan vatandaşlara münhasır kılınmış . Yani banka kartı olanlara . Olmayanlara bu hak veya uygulama tanınmamıştır. Peşin alış veriş yapanların alışverişleri . Alış veriş yaptıkları yerlerin, şimdiki gibi insafına kalmış .
Belki kredi kartı, maliye için daha pratik ve daha rahat bir uygulama olabilir .
Kredi kartları ile alış veriş . Devletten maaş çeken çalışanın ve emeklinin, kredi kartı olabilir .
Bunların bu uygulamadan ari tutulması ve iadeyi almamaları . Kayıt dışılığın devamı anlamına gelmez mi ?
Binlerce vatandaşın kredi kartı yok .
Gün işleyen, gün yiyen vatandaşları, kredi kartı almaya özendirmek demek . Bu vatandaşları, bankaların kucağına itmek anlamına gelmez mi ? Zaten vatandaşın bankalarla sorunları dağ gibi .
Bu uygulama, idarenin tasarrufunun, tüm vatandaşlara değil de, bazılarına uygulanması demek . Ayrımcılığı yaratmaz mı ?
Halk dili ile vergi kaçakçılığını önlemenin bir yolu olan vergi iadesinin, uygulanması. Bizde, 1996 yılında uygulamaya geçti .
Bunun alt yapısı, Turgut Özal’ın Başbakanlık dönemine rastlar .
Benim de kamu görevlisi olarak çalıştığım vergi dairesinde, ki 1990’lı yıllara rastlar . KDV’nin Yasalaşma sürecinde, hasbel kader . Vergi Dairesinin hukukçusu olarak çalıştığım yıllara, tekabül eder .
O yıllarda, KDV’nin ülkede uygulama alanı olmamıştı . Vergi sisteminde, yeni bir uygulama olacaktı .
Bunun için, TC Maliye Bakanlığı ile temasa geçildi .
Daireye, TC Maliye Bakanlığına bağlı, Gelirler Genel Müdürlüğünün yardımcı olacağını . Bu daire ile temas edilmesi önerildi .
Öneri yerine getirildi .
Gelirler Genel Müdürlüğü ile temas edildi .
O zamanki Genel Müdürlükte, Genel md. Yrd . olan, şimdiki CHP Genel Başkanı Sn. Kılıçtaroğlu, konu ile ilgilenerek. TC Maliye Bakanlığı Gelirler Dairesinden bir heyeti Kıbrıs’a gönderdi .
Heyet, Lefkoşa’da hatırladığım kadarı ile, 15 gün devamlı olarak. O zamanki Gelir vergisi Müdürü Sn. Göksel Saydam’ın başkanlığındaki KKTC Vergi Dairesi üst düzey personeli ile birlikte çalışarak. KDV yasa tasarısını hazırlamıştı . O çalışma grubunun içerisinde . Vergi dairesinin hukukçusu olarak, ben de vardım .
1996 yılından 2007 yılına kadar, yasa uygulandı .
KDV iadesi, 2007 yılında çıkarılan bir yasa ile, ortadan kaldırıldı.
Yani 11 yıl iade yasası uygulandı .
Şimdi yeni bir vergi türü ortaya atılıyor .
Kredi kartına dayanan bir vergi sistemi .
Bu, kartlı vergi iadelerinin uygulanması ise. Yeni bir yasanın Meclisten geçirilmesi gerekmez mi ?
İade, 1996 yılında yürürlüğe girdi .
2007 yılında, iade hitam buldu .
Her iki tasarruf da. Meclisten yasa çıkarılarak uygulandı .
Gelelim, ikinci bir kayıt dışılığa .
40000 araba, seyrüsefersiz .
Bunların içinde, lüks Mercedes marka arabalar da var .
Bunların, heba ettikleri kayıt dışılığın peşine. Kim, hangi makam düşecek ?
Sn. Ulaştırma Bakanı . Sigorta göstermeyen arabaların seyrüseferlerinin çıkarılmayacağını açıklamıştı . Fakat böyle bir uygulamaya ben rast gelmedim .
Seyrüseferini çıkarıp, Devlete vergisini ödeyenler enayi .
Ödemeyenler ise, açıkgöz mü oluyor ?
Seyrüsefersiz arabaları, tespit, o kadar mı zor ?
Yoksa otoritenizi, kanun hakimiyetinizi, onlara uygulamak. Mümkün değil mi ?
Vatandaş, buna bir açıklama beklemektedir .









Bu haber 3686 defa okunmuştur

:

:

:

: