Cumhurbaşkanlığı yarışının işaret fişekleri atıldı

Hükümette artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. CTP Milletvekili Doğuş Derya’nın, koalisyon ortağı HP Genel Başkanı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’a hitaben söylediği “Çok konuşuyor” sözü yenir yutulur söz değildi. Sayın Özersay da zaten o sözü yutmadı.

Hükümette artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. CTP Milletvekili Doğuş Derya’nın, koalisyon ortağı HP Genel Başkanı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’a hitaben söylediği “Çok konuşuyor” sözü yenir yutulur söz değildi. Sayın Özersay da zaten o sözü yutmadı. Özersay, Doğuş Derya’nın ismini anmadan “Boş konuşuyor, muhatabım değil” diyerek verebileceği en sert cevabı verdi.
Peki bu noktaya nasıl gelindi?
Şüphesiz Sayın Özersay’ın Cumhurbaşkanı Akıncı’nın federasyon görüşüyle ilgili aynı düşünmediğini vurgulaması ve bunu TV ekranlarında açıkça beyan etmesi, bu noktaya gelişte etkili oldu.
Bunu HP Genel Başkanı Özersay’ın sağın çatı adayı olma girişimi olarak yorumlayan CTP içindeki bir kesim, açıkça Özersay’ı hedef aldı. Kıbrıs meselesi konusunda görüşlerini Dışişleri Bakanı olarak ifade edemeyeceğini dile getirdiler. Kısaca Dışişleri Bakanı olarak Özersay’ın sesini kısmaya çalıştılar. Elbette HP Genel Başkanı olarak Özersay’ın buna boyun eğmesi mümkün değildi. O da kendisinden bekleneni yaparak bunu herkese gösterdi.
Aslında bundan sonra asıl tartışma CTP içinde yaşanacak. Çünkü önümüzdeki dönemde Akıncı’nın desteklenmesini savunanlar ile CTP’nin kendi adayını çıkarmasını savunanlar arasında ciddi bir güç savaşı yaşanacak.
İkinci Cumhurbaşkanı Talat, “Tufan yakışır” diyerek bu ateşi körükledi. Ama “ismi ilk öne atılan en çok yıpranan olur” savından hareket edecek olursak, Erhürman’ın dışında CTP’de cumhurbaşkanlığı için başka adayların ismi de gündeme gelecektir.
Mehmet Ali Talat ve Özdil Nami’nin isimlerini de potansiyel adaylar arasına ekleyebiliriz.
Tüm bu tartışmalar yaşanırken sadece Halkın Partisi seçmenlerinin oyuyla seçilemeyeceğini bilen Kudret Özersay’ın sağın ortak adayı olmak için bu söylemlerin dozunu artıracağını düşünebiliriz. Bunlar bir noktadan sonra hükümette önemli ölçüde rahatsızlık yaratabilir.
Özellikle sonbaharda hükümette bu anlamda bir yaprak dökümü de yaşanabilir.
Ancak tüm bunlar elbette Özersay’ın UBP ile anlaşmasına bağlıdır. Şimdilik UBP kendi adayıyla yarışa katılma düşüncesinde olduğuna göre bu konuda Halkın Partisi’nin UBP’ye vazgeçemeyeceği bir teklif sunması gerekir. Şüphesin o teklifin de en büyük hediyesi hükümet olacaktır.
Ancak bunun da önünde geçmiş dönemdeki sert söylemler önemli bir engel olarak durmaktadır. Daha bir yıl öncesine kadar bir kahve içilmeye gidilmeyen UBP’nin kapısına şimdi hükümet kurmak için gitmek, ya da Cumhurbaşkanlığı adaylığı için destek istemek kolay değildir. Ancak imkansız da değildir.
2020’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin işaret fişekleri atıldı. Yarış resmen olamasa bile fiilen başladı. Siyaset satrancı önümüzdeki dönemde bu işaret fişekleriyle şekillenecek. İzleyip göreceğiz.
Bu haber 278 defa okunmuştur

:

:

:

: