Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun KKTC’ye yapacağı ziyaretin bir dönüm noktası olacağını söylemiştik. Söylediğimiz gerçek oldu.

Çavuşoğlu adadan gitti ama verdiği mesajların sarsıntısı devam ediyor.

Ne dedi Çavuşoğlu: “Kıbrıs davasına kimse tek başına yön vermeye kalkmasın. Federasyon dışında başka seçenekler de olabilir. Tek görüşü dayatmanın bir alemi yok…”

Peki Çavuşoğlu’nun bu sözlerine Cumhurbaşkanı Akıncı ne cevap verdi?
“İş ola müzakere dönemi kapandı. Anastasiadis iki devletli çözüm önerdi. Artık ne istediklerini ortaya koysunlar…”

Bunlar da Sayın Akıncı’nın burada Çavuşoğlu ile birlikte verdiği mesajlar.

Görüldüğü gibi Sayın Akıncı da Türkiye Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’na hak veriyor. Kabahati daha çok Rum liderliğinde görüyor.

Peki sonra ne oldu? Çavuşoğlu adadan ayrılır ayrılmaz Cumhurbaşkanı Akıncı tuhaf sözler etmeye başladı.

Federasyonun hala masada olduğu iddia etti. “Karşılıklı kabul edilebilir en gerçekçi model olmayı sürdürüyor” dedi.

Daha da önemlisi “Tek adam rejimi bizde yok” diye bir de göndermede bulundu.
Elbette bu söz Çavuşoğlu’nun “Kimse Kıbrıs davasına tek başına yön vermeye kalkmasın” sözüne bir cevaptı.

Ancak bir Cumhurbaşkanı’ndan beklenen, Türkiye Dışişleri Bakanı o eleştirileri yaparken katılmıyorsa bunu o anda yüzüne söylemesiydi.

Çavuşoğlu adadan ayrıldıktan sonra arkasından demeç vererek, yüzüne söyleyemediklerini basına söylemek hoş olmadı.

Bu nahoş durumun Çavuşoğlu’nu da olumsuz etkilediğini düşünüyorum.
Dışişleri Bakanı’nın Türkiye’ye döner dönmez arkasından yaşanan bu tartışmaya karşı verdiği, “Esas Sayın Akıncı'nın basın toplantısında ne dediği önemli. 'Tüm seçenekleri konuşmaya hazırız' demesi Kıbrıs davasının geleceği için önemlidir' sözü bize şu gerçeği gösteriyor.

Akıncı’nın basın toplantısında söyleyemediği ancak içinde kalan sözleri daha sonra 2020’deki cumhurbaşkanlığı seçimlerinin de hesabıyla basına boca etmesi kendisine yakışmadı.

Halkını temsil eden bir Cumhurbaşkanı’ndan beklenen, eğer kendi düşüncesine ters bir söz söyleniyorsa, hemen o anda hiçbir hesap gütmeden buna cevap vermesidir.
Siz de Çavuşoğlu’nun düşüncelerine katılmıyorsanız, arkasından konuşarak değil, o anda basın toplantısında yüzüne söyleyecektiniz Sayın Akıncı.

“Bizde tek adam rejimi yok” diye göndermede bulunduğunuz Türkiye’yi ele alın. Siz Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, katılmadığı düşüncelerin savunulduğu bir basın toplantısında kafasını sallayıp daha sonra arkadan konuştuğunu hiç gördünüz mü?
Hayır göremezsiniz. Çünkü liderlik bunu gerektirir. Dik durmak bunu gerektirir.
Yüzüne söyleyemediğini arkasından konuşmak, sosyal hayatta insanlar arasında dostlukları da bitirir.

Devletler arasında ilişkilere de zarar verir. Bunu aklınızdan çıkarmayın Sayın Cumhurbaşkanı…