YÖK’ün denetimi kaliteye zorlar mı?

YÖK Kuzey Kıbrıs’taki üniversiteleri denetlemeye geliyor.

YÖK Kuzey Kıbrıs’taki üniversiteleri denetlemeye geliyor.
Bu denetleme kapsamında üniversitelerin fiziki nitelikleri, üniversite yerleşkesi içinde öğrenci başına düşen metrekare alan, derslikler, barınma olanakları,mali bütçe,akademik kadro, bilimsel çalışmalar, yayınlanan makaleler, öğretim üyelerinin uzmanlık alanları içinde ders verip vermedikleri, öğrencilerin devamlılığı ve daha birçok konuyu içine alan bir denetleme süreci bu..
Böylesi denetlemelerin kuşku yok ki kalite artırımı noktasında sağladığı katkı büyük. Dolayısıyla Türkiye’de YÖK’ün veyahut başka bir ülkenin bu sektörde faaliyet gösteren prestijli bir kurumunun üniversitelerimizi bu anlamda denetlemeye tabi tutması büyük bir katkıdır üniversitelerimize..
Malumunuz olduğu üzere bugün itibarıyla üniversitelerimiz 100 bin civarı bir öğrenci nüfusuna ev sahipliği yapıyor. Takdir edersiniz ki bizim gibi küçük ölçekli bir ülkede bu sayı kalabalık olarak değerlendirilir. Haliyle öğrenciler için bu ilginin kalite bazında tercih sebebi olması ise herkesin arzu edeceği bir gelişme olur.
Dolayısıyla bugün üniversitelerimizin peş peşe açılıp köşeyi bucağı bakkal dükkanı gibi üniversite kondurmalarından ziyade bu üniversitelerin kalite düzeyini artırmak aklı başında her bireyin görmek isteyeceği bir durumdur.
Fakat maalesef bugün böyle bir şeyi iddia edecek pozisyonda olmadığımız da çok açıktır. Zira gelişmeye yüz tutan bu sektörün devlet tarafından planlanması yapılmadı. Ve bu bir devlet politikası kararlılığında hiç bir zaman ele alınmadı.
Nitekim bugüne kadar hep günübirlik günü kurtarma adına yapılan tutarsız icraatlarla üniversitelerimize hareket alanı belirlendi.
İşte böyle bir ortamda finansal olarak kaynak yaratan ve bunun üzerinden farklı ajandaları olanlarla, gerçekten bu amaca yönelik yatırımlar yapanlar aynı kefe içine konuldu. Ve haliyle bu anlamda elmalar ve armutlar birbirine karıştı.
Dolayısıyla bugün böylesi küçük ölçekli bir toprak parçası üzerinde bu kadar çok üniversitenin açılmış olmasını olağan karşılamak mümkün değildir.
Ve maalesef bugün üniversitelerimiz adına geldiğimiz durum devletin plânsızlığının en açık göstergesidir bu sektöre dair.
Nitekim finansal kaynak bulan, yaratan aracılı veyahut aracısız eline geçirdiği siyasi desteği de arkasına alan bugün ülkede mantar gibi biten üniversitelerin durumunu özetliyor..
Dolayısıyla YÖK’ün bu anlamda yapacağı denetlemenin ayrı bir öneme haiz olduğunu da belirtmek isterim. Zira YÖK’ün üniversitelerimizi denetlerken arayacağı kriterlere uygunluğu olan kaç üniversitemizin faaliyet yürüttüğü önemli bir bulgudur..
En azından bu kriterlerin dışında olan üniversitelerin istenilen noktaya taşınabilmesi için bu bir fırsat yaratacaktır.
Fakat burada altını çizmekte yarar gördüğüm bir hususa de değinmeden geçmek istemiyorum..
Yine malumunuz olduğu üzere YÖK’ün Kuzey Kıbrıs’taki muadili konumunda YÖDAK var. Yüksek Öğretim Denetleme ve Akreditasyon Kurumu.
Bu kurumun bugün işlevsel olarak sürdürdüğü faaliyetler elbette var..
Lakin bugün bu faaliyetlerin yeterli olduğunu sanırım kimse iddia edemez.
Tabi ki YÖDAK’ın sembolik yapısı içinde etkili bir kuruma kavuşması pek mümkün değil. Çünkü bugün olması gerektiği gibi özerk ve siyasetten bağımsız bir işleve sahip değil YÖDAK.
Fakat yine de Kuzey Kıbrıs’ta YÖK’ün muadili pozisyonunda.
Hoş madem öyle, YÖK’ün yapacağı denetimlerde üniversitelerimizde arayacağı kriterleri önceden YÖDAK’ın da araması gerekirdi.
Peki aramış mı?
İşte bu sorunun cevabını da YÖK’ün yapacağı denetimlerde saklı..



Bu haber 98 defa okunmuştur

:

:

:

: