Bu koşulları yaratanlar var..

E insaf mı demek lâzım. Galiba öyle.

E insaf mı demek lâzım.
Galiba öyle.
Bir ekmek, bir yoğurt ve bir tereyağı.
Dit dit okuyucudan kasaya geçti, 41 TL.
Kasiyer kıza yanlışlık yok ya dedim.
Bir daha hesapladı yok efendim dedi.
Üç parça ürün.
Ödedim, bez poşete koydum.
Marketten ayrıldım.
41 TL.
Ortada hiçbir şey yok..
Otomobilin servis günü geldi.
Telefonu açtım geliyorum dedim.
Yok dediler.
Ertesi güne.
Peki dedim Ertesi gün gittim.
Yağ değişimi, hava filtresi, yağ filtresi 400 TL.
Makinist bu defa geldiğinizde balataları değiştiririz dedi.
Ha bir de motor da titreşimi engelleyen aksam yıpranmış gibi görünüyor belki gelen servise o da değişmek isteyebilir dedi.
Gözlerim fal taşı kesti.
Normali zaten 400 TL.
Yani rutin olanı.
O da bugünkü fiyatı.
Yeni servis gününe kadar döviz çıktı deyip fiyat artırılabilir.
Bahtımıza artık.
Diğerleri de ek olarak üzerine binecek.
Tabi Avro, Dolar cinsinden.
Oradan elektrik faturasını ödemeye gittim.
420 TL.
Kimbilir hangi para birimi cinsinden TL’ye endekslendi bu fiyat.
Soktum makinenin içine kartı ödedim.
Sıra su faturasına geldi.
120 TL.
Ödedim.
Sırtımdan yük azaldı mı diye şöyle bir omzumu silktim.
Yok.
Daha ağırlık hissederim.
Sonra aklıma geldi oğlanın okul taksidi.
Dolar üzerinden o da..
Tık tık işlem tamam.
Cebimizdeki para TL bu arada.
Henüz dövize endekslemedim.
Lakin yaşamın her alanında endekslendiği gerçeğimiz de ortada.
Cebimizdeki TL, yaptığımız harcamaların neredeyse tümü döviz üzerinden değer bulan miktarlar.
Bugün eğer bir ekmek, bir yoğurt, bir tereyağı 41 TL tutacak kadar olmuşsa bu ülkede bunu bana kimse dövizin yükselmesi, petrolün fiyatının artması olarak izah etmesin.
Çünkü sebep sadece tek başına o değil.
Bunun altında denetimsizlik vardır.
Bunun altında fırsatçılık vardır.
Bunun altında kaçak ekonomi vardır.
Bunun altında kaynakların doğru yatırımlara gitmemesi vardır.
Bunun altında nemalanan bir zümre vardır.
O nedenle döviz arttı fiyatlar da çıktı tanımlaması artık değer bulmuyor kamuoyu nezdinde de.. Petrol arttı zincirleme her şeye zam geldi izahı da yetersiz kalıyor bu fırsatçılığın yanında.
Döviz düştü, petrol fiyatları düştü fakat her ne halden ise Kuzey Kıbrıs’ta temel gıda maddeleri en başta hiçbir ticari sektörde piyasaya sürülen ürünler düşmedi.
Devlet de bunun takibini yapamadı.
Hani çuvalladı derler ya.
İşte tam da öyle oldu.
Hükümet denetimi hiçbir alanda sağlayamadı.
Bunun yerine serbest piyasa ekonomisinin arkasına saklanmayı yeğledi.
Bir çocuk bezi 80/100 arası dedi geçtiğimiz gün sohbet etme imkanı bulduğum genç bir anne.Ve bu bezin 1 hafta ya gittiğini ya gitmediğini anlattı.
Bunun içinde daha doktorunun önerdiği çocuk mamaları falan yok.
O da ayrı bir maliyet haliyle..
Zira önerilen mamalar da çok pahalı..
Kısacası beziydi, mamasıydı derken zor bir dönem geçiriyor genç anneler,babalar.
Peki ne olacak bu işin sonu?
Bu denetimsizlik ile nereye kadar insanlar mücadele edecek?
Kim dur diyecek bu keyfi uygulamalara?
Bu haber 103 defa okunmuştur

:

:

:

: