'Oku da adam ol'

Akıllı telefonlar çıktı çıkalı nerdeyse kendi aklımızı askıya aldık.

Akıllı telefonlar çıktı çıkalı nerdeyse kendi aklımızı askıya aldık. Ezbere bildiğimiz telefon numaralarını unutur olduk. Google arama motoru ise hizmetimize sunulmuş kütüphane gibi, araştırmalarda birinci başvuru yaptığımız yerini,parmağımızın ucunda muhafaza ediyor. Bu kadar bağımlıkla kitapları dahi ücretli ücretsiz sitelerden indirmek mümkün. Zamanımızda bu kadar kolaylık sağlayan bu iletişim araçları tembelliğin ve bağımlılığın da bir nevi adı olurken gençliğin bilhassa gecelerinde zamanını çalıyor,kağıt ile el temaslarını önlüyor. Çare nedir bilen yok. Alışkanlık almış başını gidiyor. Gazeteler Web sitelerinden okunuyor, canlı haber programları bu siteler vasıtası ile arz ediliyor talep eden büyük bir çoğunluk sosyal medya hesaplarından olsun Google aramalarından olsun bu programlara fazlası ile ilgi duyuyorlar. Canlı olarak programlara katılıyorlar a! bak falan arkadaşım da benle Web tv izliyor diyerek birlikte olmanın güzel, hazzını yaşıyorlar. Gittikçe yalnızlığın arttığı ancak sanal ortam arkadaşlıklarının arttığı bir dönemi yaşıyoruz. Bu arada özellikle yaşı ilerleyen insanımızın evine aidiyetinin,arttığı zamandayız. Evde “Saatli Maarif Takvimi” hediyeme ayrı bir önem veriyorum çünkü otomatik bir ayarı yok kalkıp her güne ait yaprağını bu günü görmek adına koparmak gerekiyor. Her günün anlam ve önemini de teferruatı ile yazıyor. Konu akıldan açılmışken geçen günkü takvim yaprağındaki bir anlatı çok da güzeldi şimdi kopyala yapıştır da yok nasıl yazıma ilave ederim derken ben okudum akıllı telefonum not aldı. Zaten her şeyin artık kolaylığı yatısınamaz derecede arttı. Gelelim “Saatli Maarif “ takviminin arka sayfasında bana göre hoş bir fıkraya; bir üniversitede öğrenci yemekhanede boş yer bulamadığı için dersine girdiği bir profesörün yanına oturur, Profesör bu durumu kabullenemez görünür ve öğrenciye öküzlerle kuşlar bir arada oturamaz der! öğrenci o zaman ben uçayım der ve kalkar, Prof. durumu içine sindiremeyince öğrencinin pes etmesi için onunla yazılı sınavda da uğraşır fakat öğrenci bütün soruları eksiksiz cevaplandır bunun üzerine Prof. sana bir soru daha soracağım eğer karşına iki kişi çıktı birinde akıl birinde para var hangisini alırdın ? diye sorar, öğrenci parayı alırdım deyince Prof. Ben aklı alırdım der öğrenci karşılık verir, doğal olarak insan neye ihtiyaç duyarsa onu alır hocam deyince çıldırmak üzere olan profesör sınav kağıdına büyük harflerle ÖKÜZ yazarak sınav kağıdını öğrenciye verir, öğrenci kağıda bakar, bir daha bakar ve hocam kağıdımda imzanız var ama notum nerede diye de sorar? Profesör böylelikle imtihan ettiği öğrencinin artık ezberleri bozduğunu ve kendini ispat eden bir öğrencisi ile iftihar edeceği kanaatini sağlama almıştır. Zamane çocukları işte her zaman düşünce gücünde önde gitmenin avantajı onlara üstünlük sağlayan oluyor. Okumanın ise sonu yok! Hiç kimse yoktur ki küçükken anne ve babasından “Oku da adam ol” lafını işitmesin. Her mesleğin kendine ait bir tecrübe ve öğrenimi varsa mutlaka bu kazanımın, kişiye geri dönüşümü fayda olur. Bu gün ülkemizdeki siyaset hakkında bir şey yazmadık ama siyasilere göndermeyi bir anlamlı söz ile yapalım. “Her okur bir lider değildir, fakat her lider bir okur olmalıdır”


Bu haber 1919 defa okunmuştur

:

:

:

: