Ekonominin en temel unsurlarından biri şüphesiz ki üretimdir.
İşte tam da bu nedenledir ki ürettiğimiz oranda tutunuruz hayata.
Dolayısıyla üretimi ekonominin odağına koymayan toplumların dışa bağımlılığı her alanda artarak devam eder.
Peki neden?
Çünkü üretmeyince ithal etmeye yönelirsiniz.
Tabi ki burada devletin rolü çok büyük.
Zira devlet her alanda üretime dayalı ekonomiyi teşvik edecek politikaları bulup ülkenin koşullarına uygun biçimde geliştirmek durumundadır.
Hoş bu her alanda böyledir.
Sanayi üretiminden tarımsal üretime, eğitimden, turizme, sağlıktan, enerji teknolojilerine, inşaat sektöründen hayvancılığa,, ulaşımdan, çevreye varıncaya kadar devletin birçok sahada politikalarına ve istikrarlı uygulama yöntemlerine ihtiyaç vardır.
Dolayısıyla bütün bunların planlayıcısı konumunda olması gereken devlettir.
Zira bunlar el yordamı ile günübirlik, günü kurtarma adına yapılacak icraatlar olmaktan çok öteye süreklilik arz eden bir yapıya kavuşturulması esas alınmalıdır. Üretimi gerçekleştiremediğimiz ya da yeteri kadar üretmediğimiz sürece ithalata olan zorunlu bağımlılık bu topraklarda yaşayan her yurttaşın cebine ağır yükümlülükleri de beraberinde getirir.
Haliyle bütün bunları kendi içinde planlayacak ve koordine edecek bir otoriteye ihtiyaç vardır.
Peki nasıl olacak bu iş?
Tarımda ihtiyaçlar belirlenecek, hayvancılıkta ihtiyaçlar belirlenecek, eğitimde, sağlıkta, turizmde, inşaat sektöründe,yüksek öğretimde vb..
Ekonomiye katma değer katan üretme potansiyeli bulunan sektörlerin ihtiyaçlar doğrultusunda yapılanması devlet eliyle teşvik edilerek üretim planlaması yapılacak. Örneğin tarımsal üretimde en temel gıda ihtiyaçlarımız arasında olan patatesin ülke içi tüketimi yanında yurtdışına ithalatını sağlayacak planlamalar yapılabilir. Enginar yine öyle, soğan yine öyle, hayvancılıkta üretim planlamasına gidilebilir vs. Turizmde ihtiyaçlar belirlenip potansiyeli artıracak planlamalara gidilebilir, yüksek öğretim alanında da aynı şekilde ihtiyaçlar belirlenip gerekli planlamalar yapılabilir.
Fakat bütün bunlar elbette her işte olduğu gibi kararlılık gerektirir.
Ve tabiki süreklilik..
Devlet politikaları belirlenirken kısa orta ve uzun vadede planlamalar yapılır.
Ve bu politikalar süreklilik arz eder.
Yani gelen giden iktidarların insiyatifine ya da iki dudağı arasından çıkacak cümlelere bırakılmaz.