Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Güney Kıbrıs otoritesinin Kuzey de suç işleyip yasal olmayan şekilde Güney Kıbrıs’a geçen zanlı konumundaki kişilerin Kuzey Kıbrıs otoritesine iade edilmemesini eleştirdi..
Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, Güney Kıbrıs otoritesinin Kuzey de suç işleyip yasal olmayan şekilde Güney Kıbrıs’a geçen zanlı konumundaki kişilerin Kuzey Kıbrıs otoritesine iade edilmemesini eleştirdi..
Peki bu serzenilinde haklımıydı Sayın Özersay?
Kesinlikle haklıydı.
Lakin bunun karşılıklı olması gerekirdi.
Yani Sayın Özersay’ın Güneyde suç işleyip Kuzeye kaçan zanlı konumundaki kişilerin Güneye iadesi üzerinden haklı bir pozisyonu olmalıydı bu açıklamanın arkasında.
Peki böyle bir dayanak var mı?
Hayır yok.
Çünkü Kuzeyde de KKTC otoritesi Güneyde suç işlediği düşünülen ve Kuzey Kıbrıs’a kaçan bazı kişilerin iadesini yapmıyor Güney’e..
Dolayısıyla bu serzenişin siyasi karşılığı var, fakat gerçekçi yaklaşımı yok.
Güney’den cevap gecikir mi?
Anında yanıt geldi.
Üstelik Kıbrıs Cumhuriyeti Devlet Başkanından.
Başkan Nikos Anastasiadis, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti meşru bir devlet değil o yüzden suçlu iadesi devlet olmayan bir yönetime teslim edilmez dedi.
Ve insani bir konuyu hiç düşünmeden siyasete malzeme yaptı.
Fakat aynı Nikos Anastasiadis müzakere masasına Kıbrıs Rum Toplumu Lideri olarak oturmuyor mu Kıbrıs Türk Toplumu Lideri Mustafa Akıncı’nın karşısına..
Oturuyor..
Dolayısıyla bunca zamanda müzakere konusu olan konu başlıkları bir tarafa, her iki tarafın da son derece önemli ve insani olan yardımlaşmalarda ortak bir payda yaratamaması halklar adına büyük bir talihsizliktir.
Nitekim suçlu konumunda bulunan ya da suç işledikleri delillere dayalı zanlı pozisyonunda olan kişilerin Kuzeyde suç işleyip Güneye kaçması, Güneyde suç işleyenlerin de Kuzeye kaçması ve iade edilmemesi başlı başına bir insanlık ayıbıdır, insanlık suçudur.
Dolayısıyla BM’nin etkin otoritesi içinde Başkan Anastasiadis ile Başkan Akıncı’nın bu konuyu ivedilikle görüşüp insanlık adına suçluların karşılıklı iadesi konusunda bir anlaşmaya varması gerekmektedir.
Zira bu durumun devamı halinde Kıbrıs, siyasi sorundan mütevellit oluşan kanun dışı illegal işlerin kolayca icra edileceği bir coğrafya olarak tarihe geçecek.
Bugün bu durumdan hepimizin utanması gerekirken, karşılıklı mazeret üreterek birbirimize üstünlük sağlama çabası bu güzelim Adayı katillerin, uyuşturucu baronlarının, suç çetelerinin fink attığı bir toprak parçasına dönüştürmektedir.