Türkiye iç işleri ile alakalı olan mahalli seçimleri ile uğraşıp dururken , ABD hem s400 füzeleri ile alakalı hem de doğu Akdeniz ile alakalı bazı girişimlerde bulundu.
Malumunuz üzere s400 krizi Türkiye de ekonomik dengeleri sarsıyor... sarsmaya da devam edecek gibi. Bazı düşünce insanları s400 ü almak yerine f35 i almanın daha mantıklı olduğunu açıklıyorlar . Bana bu açıklamalar saçma geliyor . Şöyle düşünelim birisi araba ise diğeri gemi her ikisi de gerekli envanter . Olmaz ise olmaz ! ABD nin burada ki çekinceleri kendileri açısından doğru olabilir .
Ne idi bu çekinceleri ?
1. S400 savunma sisteminin radarları f35 uçağının radar sistemini çözebilir ve bu Bilgileri olduğu gibi Rusya'ya aktarabilir .
2. ABD orta doğu ya yaptığı hava operasyonların %75 ini İncirlik'ten yapmaktadır. Türkiye de konuşlandırılacak s400 ler ile ABD uçaklarının kalkışı ve hedefleri hakkında bilgiler Rusya ya akabilir. Yapılacak operasyonlar başarısız olabilir. Mesela Esad a yönelik bir hareket başlayacak. Operasyon başlamadan Rusya'ya akan bilgileri , Moskova yönetimi Şam yönetimine aktarabilir . Bu da operasyonun başarısız olma ihtimalini arttırabilir .
Bu saydığımız ABD nin kendi tezleridir. Lakin Türkiye nin uluslararası Hukuktan doğan haklarından dolayı kendini savunma (Self defence) hakkına dayanarak bu eleştirilerin ve yaptırımların doğru olmadığını yine belirtmek istiyorum . ABD tarafından bu hafta gelen açıklamalarda hem Mike pence hem de pompeo ya bakılırsa Türkiye yi ekonomik anlamda zor günler bekliyor gibi. Türkiye f35 projesinde alıcı ülke değil. Türkiye bu proje de projeye dahil ülke. Yani uçağın imalatını ve geliştirilmesini sağlayan ülke konumunda. Parçalar ve envanterlerin bir kısmı ülkemiz tarafından yapılmakta olup, projenin bitmesi ile beraber bu parçalar uçağı alacak ülkelere satılacaktır. Bunlar da ülkemize bir mali değer getirecektir. Bunları bilin diye burada yazıyorum . İleri de be olur ne olmaz kestirmek zor. Lakin Türkiye cumhurbaşkanın sözlerine bakılırsa s400 anlaşmasına bağlı kalacakları açık görünüyor .
Neyse gelelim 2. Meseleye ...
Doğu Akdeniz de ki gelişmeler...
Bildiğimiz üzere Doğu Akdeniz de halen süren hidrokarbon yatakları üzerinde ki araştırmalar var . Lakin bu süreç te ABD hükümeti hiçbir şekilde direk süreçte yer almamıştı. Şu dikkatimi çekti . Bu hafta içinde ABD de 2 senatör Türkiye yi de ilgilendiren bir yasa tasarısı sundu. Yasa tasarısını inceleme fırsatım oldu. Biz iç işlerimiz ile uğraşırken, ABD Doğu Akdeniz ile alakalı ciddi adımlar atmakta. Tasarıya baktığımda ilk gözüne çarpan şu oldu 'Bu tasarı Doğu Akdeniz'de güvenlik ve enerji işbirliklerinin geliştirilmesi ve diğer amaçları taşımaktadır.' Yani ABD nin burada yeni ittifaklara gireceğini ve askeri anlamda da bölgeye eğilim göstereceği belirtilmiştir. Hatırlarsak bununla alakalı İsrail Yunanistan Rum kesini ve ABD kısa süre önce bir toplantı yapmıştı. İşte o süreçten bu yana bazı durumların alt yapısı hazırlanmaya devam ediyor . Bu yasa ile de stratejik ortaklık oluşturulmak istenmekte. Oluşacak tehdit ve gelişmelere karşı tek bilek olarak cevap verme durumu konusunda ABD li senatörler bu tasarıyı sunmuş durumda. Türkiye yi Doğu Akdeniz de köşeye çıkıştırmaya çalışmak istememektedirler. Hem Rum kesimine hem de Yunanistan a direk silah yardımı da yapılmak istenmektedir. ABD bu attığı adımlar ile beraber hem Suriye nin kuzeyinde olsun hem de Doğu Akdeniz de olan Türkiye nin adımlarını kısıtlayacak yönelimlere doğru gitmektedir. S400 krizi ile alakalı gelişmelere binaen atılacak adımlardan birisi de bu gelişmeler olarak görebiliriz . Kısacası ABD Türkiye karşısında pozisyon alıyor Türkiye nin atacağı adıma karşılık bir noktadan değil her noktadan cevap vererek Türkiye ye göz dağı vermeye çalışıyor. Bakalım ne olacak göreceğiz. Lakin Doğu Akdeniz konusunda Türkiye nin de KKTC ile beraber acilen sağlam ve akıllıca bir adım atması gerekmektedir . Ülkemizin seçim havasından çıkıp dışarıya bakması elzemdir.
