Çözümsüzlükler ve bayramlar

Herkesin Bayramı kutlu olsun!

Herkesin Bayramı kutlu olsun!

Bugün Kuzey Kıbrıs, devlet, halk ve kurumlarının temel yaklaşımlarını gözlemleyip, her ne kadar da Kıbrıs Sorunu ile ilgili etkenliği neredeyse yok olmuş bu müessesenin çözümsüzlükteki yerini algılamaya çalışacağız.

KKTC’nin kesinlikle istikrarı olmayan çözüm yaklaşımları, bazen lidere gore, bazen siyasi konjüktüre göre çizilen zikzaklar, Güney ile anlaşma yöntemleri ile ilgili birkaç beylik ifadeden öte gitmeyen tutumların nedeni, nelerdir?
.
Türkiye’nin ABD, NATO ve AB ile olan deforme ilişki ve yükümlülüklerinin yanında, son yıllarda doğu ile batı arasında ve kendi iç ekonomi ve siyasetinde yaşadığı gerilimlerin hem sebebi, hem de neticesi olan Orta Doğu’daki Devlet ve örgütlerle olan ilişkileri TC yi çaresiz bırakıp, Kıbrıs politikalarını şekilsizleştirirken, bu politikalara ayak uydurmaya çalışan KKTC deki siyasi partiler ve günübirlik liderler, çözümden ne beklediklerini bir türlü ortaya koyamamıştır.

KKTC’de bu süreci yönetme yetkisi olan Cumhurbaşkanlığı ve ekibi giderek aynı diğer KKTC kurumları gibi konu ile ilgili ispatlanmış başarıları belli olmayan kalabalık kadrolara dönüşürken, çözüme ulaşma çalışmaları yerine günü kurtarma performansları ile yetinmektedirler.

Neredeyse tüm fonksiyonlarını yitiren KKTC devlet ve hükümetleri, Türkiye ile olan ve giderek derinleşen maddi ve yönetsel bağların şeklinden dolayı, özellikle Kıbrıs konusunda tam anlamı ile pasifize olmuşlardır.

Siyasi partilerdeki siyasetsizlik, toplum örgütlerindeki çözülmeler, vatandaşın kurumlara ve seçilmiş veya atanmış görevlilere olan yitirilmiş güveni ve her ne kadar da makyajlanan statistiklere yansıtılmayan ekonomik deprasyon, KKTC kurumunun işlevsizliğini Kıbrıs sorunu konusunda da şekillendirmektedir.
Yani KKTC kurumu, Kıbrıs konusunda herhangi bir inisiyatif kullanma kapasitesine sahip değildir.
Zaman zaman güncelleşen barış, tanınma, federasyon, çözüm gibi söylevler sadece aday siyasilerin ve parti veya parti içi takımlarının ihtiyaçlarından dolayı vitrinlere getirilmekte.
Amaca yani, iktidara, güce, makama ulaşıldıktan sonra da vitrinden indirilen bu söylemlerin tam tersi uygulamalar, Kıbrıs sorununun çözümüne değil, KKTC’de yaratılan düzenin sürdürülmesine katkı sağlar.

Çözümü afişe eden partiler de, ayrı devlet ve tanınmayı kampanya kabul edenler de, aslında bu çözümsüzlüğün ürünü olmaları ve varlıklarını bu çözümsüzlükle besledikleri için, de-fakto durumun dışına çıkmaktan ölümüne sakınmaktadırlar.


KKTC kurumlarının çözümden ödü kopmaktadır!
Kuzey Kıbrıs ve kurumları bu SÜREÇTE sadece izleyici ve uygulayıcı rölünü alabildi.
Her fırsatta sözü edilen dış güçler aslında siyasilerin başarısızlık ve isteksizlerinin kamuflajıdır, belki bir başka yazıda o dış güçlerin Kıbrıs konusunda yapabilecekleri ve yapmayacakları ile ilgili de incelemeler yaparız.

KKTC kurumunun bu Kıbrıs konusundaki acizliği çok üzücü ve düşündürücüdür.
Bu olguyu zaten Kıbrıs konusunda etken olması gereken KKTC makamları arasındaki ifade farklılığından suçlamalara kadar giden, en alçak gönüllü ifade ile hoş olmayan iletişimleri de doğruluyor.
Bu zaafiyet herkese Kıbrıs’ta çözüm aleyhine her türlü saldırganlığı, küstahlığı, pişkinliği yapmasına fırsat veren temel ögedir.

Eski bayramları herkes aynı Kıbrıs meselesinin çözümü gibi dışarılarda ararlar.
Hem eski bayramların tadı, hem de Kıbrıs meselesinin çözümü içlerimizdedir.

Bayramınız kutlu olsun, mutlu bayramlar ve Kıbrıs meselesi çözümünü içlerimizde bulabilmek dileklerimizin gerçek olmasını temenni ederim!
Mutlu Bayramlar.

Bu haber 771 defa okunmuştur

:

:

:

: