Üniversitelerin rekabet koşulları

Dr Data Stats verilerine göre;

Dr Data Stats verilerine göre;
“Türkiye’de 2018 yılı Ocak ayı itibariyle mevcut üniversite sayısı 185’tir.
En çok üniversitenin olduğu il 57 üniversite ile İstanbul’dur. İstanbul’u 19 üniversite ile Ankara takip etmektedir. Üniversite sayısı sıralamasında üçüncü sırada olan İzmir’de 8 üniversite bulunmaktadır.
Antalya’da 5; Konya’da 4; Bursa, Mersin, Kayseri ve Gaziantep’de 3; Kocaeli, Balıkesir, Eskişehir, Nevşehir, Adana, Hatay, Trabzon ve Erzurum’da 2 üniversite bulunmaktadır.
Diğer illerde birer üniversite bulunmaktadır.”
Şimdi bunu neden yazdım?
Sebebi şu, Kuzey Kıbrıs’ta faaliyette olan mevcut üniversitelerin sayısı yanılmıyorsam 16’dır.
Bir o kadar da sırada bekleyen var.
Belirlenen hedef ise 100 bin öğrenci.
Bugün itibarı ile kayıtlı öğrenci sayısı 60 bin civarı olduğu söyleniyor..
Malum ki Kuzey Kıbrıs üniversitelerine öğrenim görmek için gelen öğrencilerin çok büyük bir kısmı Türkiye’den geliyor.
Hoş Türkiye dışından gelen yabancı öğrenci de aslında Türkiye üzerinden adaya intikal ediyor.
Şimdi bu bilgilerden sonra soracağım soru şu.
Türkiye’den ve diğer ülkelerden gelecek öğrencinin bu anlamda Kuzey Kıbrıs neden tercih sebebi olsun?
Öyle Türkiye’de 185 üniversite mevcut.
Bu durumda aslında Türkiye’nin her kentinde bir üniversite bulmak mümkün.
Haliyle bu durum ister istemez bir rekabeti ortaya çıkarır. Bu rekabet ise üç önemli koşuldan oluşur.
Birincisi eğitimde kalite, ikincisi ekonomik şatlar ve üçüncüsü güvenlik.
Dolayısıyla bu 3 temel konu ülkeye yüksek öğretim için gelen bir öğrencinin tercih nedenleri arasında önemli bir rol oynar.
O halde kaliteli eğitim, makul ekonomik koşullar ve güvenli kentler yüksek öğretimin en hassas olduğu konulardır.
Kaliteli eğitim konusunda bir kaç üniversitemiz haricinde istenilen noktada olmadığımız gerçeğini önümüze koyar isek, genel anlamda üniversitelerin bu maksat doğrultusunda çok da gayret gösterdikleri söylenemez.
Dolayısıyla üniversitelerin zaruriyetle kaliteli eğitime ulaşmak için çalışmalarını yoğunlaştırması şart olmuştur. Bir üniversitenin AR-GE faaliyetleri, akademisyenlerin makale yayınları mutlak surette global ölçekte değer bulmalı. Ve tabiki bütün bu safhalar içinde kampüslerin fiziki niteliklerinin etkisi de büyük öneme haizdir.
Ve tabi ki ekonomik koşulların cazip olması da çok önemli bir tercih sebebidir.
Okul harçları, kitap, kırtasiye, yeme, içme, barınma, ulaşım gibi bir öğrencinin temel ihtiyaçlarını en makul giderler içinde karşılayıp karşılamayacağının da etkisi büyüktür tercih sebebi olurken.
Bütün bunların yanında güvenlik çok önemli bir yer tutar. Üniversitelerin kendi güvenliği bir tarafa ki buna kampüs güvenliği de diyebiliriz, bir de o üniversitenin konuşlandığı bölgelerdeki asayişin sıkıntılı olmaması bu noktada tabi ki etkili bir tercih nedenidir.
Dolayısıyla bu anlamda ivedilikle yüksek öğretimde devletin üniversiteler ile istişare içinde politikalar oluşturmasına ihtiyaç vardır.
Buna YÖDAK mı aracılık eder, yoksa yüksek öğretim müsteşarlığı adı altında bir makam kurularak daha etkili bir pozisyonda bütün bunlar strateji belirlenip ele mi alınır bilmem ama çok daha fazla geç kalınmadan tedbirlerin alınması gerekir.
Bu haber 318 defa okunmuştur

:

:

:

: