Geçmişte yargı kararlarının sisteme uygun olması

Adversarial ( Karşılıklı Mücadele ) yargılama yönteminin henüz bozulmadığı ilk yıllarda Mahkeme kararları genellikle hazırladığımız örnek taslağa benzer şekilde yazılıyordu. İki tarafın iddiaları özetlenip hangi görüşün Mahkemece kabul edildiği gerekçeleri ile izah edildikten sonra bir sonuca varılıyordu.

Adversarial ( Karşılıklı Mücadele ) yargılama yönteminin henüz bozulmadığı ilk yıllarda Mahkeme kararları genellikle hazırladığımız örnek taslağa benzer şekilde yazılıyordu. İki tarafın iddiaları özetlenip hangi görüşün Mahkemece kabul edildiği gerekçeleri ile izah edildikten sonra bir sonuca varılıyordu.

Daha sonra sistemin bu özelliğinden uzaklaşmalar başlayınca bir usul tartışmasına bağlanarak sonuçlanan kararlar görmeye başladık. Bir süre sonra yargının Kontinental kuralların etkisinde kaldığını ve yargıçların inisiyatifi ele alarak otoriter bir tutumla dava dinlediğine tanık olduk. Usul kuralları, tarafların eşit koşullarda iddialarını serbestçe öne sürebilmeleri ve kanıtlayabilmeleri için değil, taraflardan birinin bir usul engeline takılıp davayı kaybetmesi için konmuş gibi değerlendirmeler yapılmaya başlandı. Bu nedenlerle avukatlar karşı tarafta bir usul engeli bulmaya odaklandılar.

Bu değişimlerin sonunda Mahkemelerde bitmez tükenmez usul tartışmaları başladı. Bu nedenle Mahkemelerin işi uzadı. 1 günlük iş 10 günde yapılır hale geldi. Hukukçular arasında Kontinental anlayıştan etkilenerek ne kadar sert ve beklenmedik karar verilirse o kadar iyi olur diye bir düşünce oluştu. Bu sıkıntılara “Case Management” kurallarının yani Kontinental kuralların sistem içine kabul edilmesi de eklenince bugün yapılan şikayetler ortaya çıkmaya başladı.

Yargıçların tarafsız pasif konumdan uzaklaşıp daha fazla inisiyatif ele alarak otoriter bir konumda gerçeği aramaya çalışmaları sosyal veya siyasi görüşlerini kararlarına katmaları sonucunu doğurdu. Bu nedenle yargıcın görüşlerini paylaşmayan kişiler ülkede adalet olmadığını söylemeye başladılar.

Yanlış anlaşılmaması için vurgulamak gerekir ki siyasi görüş sahibi olmak herkesin hakkıdır. Ancak bir yargıcın siyasi görüşlerinin bilinmemesi daha doğrudur. Çünkü siyasi görüş sahibi olmak tarafsızlıkla bağdaşmaz. Siyasi görüşler yargıçları kamu oyunda eleştiri konusu hale getirir. Aynı nedenlerle ülkemize Adalet Bakanlığının gelmesi de hatalı olacaktır. Adil olmasını istediğimiz yargıyı siyasetten uzak tutmak gerekir.

Son günlerde siyasi görüşlerini önündeki davaya yansıtan bir yargıcın tehdit edildiğini öğreniyoruz. Bir başka yargıcın verdiği karardan sonra yuhalandığına gazetelerde okuyoruz. Bunlar geçmişte bizim işittiğimiz olaylar değildi. Kontinental sistemde görülebilecek olaylardı.

Uyguladığımız sistemde hata yapmamış olsak böyle olaylar karşımıza çıkmayacaktı. Bu durum Anglosakson hukukun temel ilkelerinin dışına çıkıldığını göstermektedir. Kontinental usul kuralları şu veya bu şekilde sistemimiz içine girmiş ve sorunlar çıkarmaya başlamıştır.

Anglosakson sistemi uygulamanın kolay olması

Önceki bölümde birlikte çalıştığım arkadaşlarla hazırladığımız örnek dava taslağını bilginize getirdik. Bu taslakta temel yargılama yöntemine bakarak Anglosakson sistemde bir davanın nasıl olması gerektiğini anlattık.
İngiliz yargıçların bulduğu kurallardan oluşan bu sistem o kadar kolay uygulanabilir bir sistemdir ki dünyanın yarıya yakın ülkesinde tercih edilerek uygulanmaktadır. ABD, Kanada, Avustralya, Hindistan, Pakistan gibi İngiltere ile hiç ilgisi kalmayan bir çok devlet sistemlerini değiştirmeyerek Anglosakson sistemi uygulamaya devam etmektedirler.
Ancak zamanla bu ülkelerde de sorunlar çıktığını gördük ve nedenini bulmaya çalıştık. Analiz ettiğimiz zaman genellikle sistemin temel ilkelerinden uzaklaşmanın sorunlara neden olduğunu saptadık. Bazen Kontinental ilkeleri Anglosakson sistem içine almanın buna neden olduğunu anladık. Genelde diğer Anglosakson ülkelerde yaşanan sorunların benzeri KKTC yargısında da yaşanmaktadır.
KKTC de sorunların bir nedeni de genellikle genç hukukçuların sistemin temel ilkelerini öğrenmeden mesleğe katılmalarıdır. Örnek taslağı onlara bilgi vermek amacıyla hazırladık . Sanırım bu taslağa bakarak herhangi bir hukukçu veya Mahkemeye işi düşen herhangi bir vatandaş davasında sistemin temel ilkelerinden uzaklaşma olup olmadığını saptayabilecektir. Böylece bugün yargıya yönelik medyada gördüğümüz şikayetlerin nedeni de anlaşılmış olacaktır.

Bu haber 903 defa okunmuştur

:

:

:

: