Uluslararası hukuk konferanslarında en fazla tartışılan konulardan biri sanıkların yargılanırken tutuklu kalması konusudur. Bir ülkede insan haklarını ihlal eden ve insanlara işkence boyutlarında zarar veren sorunlardan biri budur. Halbuki bu sorunu da Anglosakson sistemin temel ilkeleri çözmüştü. Bu ilkelerden uzaklaşılması sorunların yeniden yaşanmasına neden olmuştur. Bu olumsuz değişimi önlemek için dikkatli olmak gerekir.
Tüm hukuk sistemlerinde kabul edilen bir ilke vardır. Bir kişi yetkili bir Mahkeme tarafından mahkum edilinceye kadar suçsuz kabul edilir. Buna rağmen Kontinental ülkelerde bir çok davada sanıkların aylarca, bazen yıllarca mahkum olmadan, yargılama süresince tutuklu kaldıklarını görüyoruz. Şu halde bu kişiler yasalara göre suçsuz kabul edildikleri halde ceza görmektedirler.
Bugün Türkiye’de bir sanığın mahkum olmadan önce tutuklu kalması ve tutuklu yargılanması o kadar sıradan ve normal bir olaydır ki bunun yargının doğal ve vazgeçilmez bir işlevi olduğu zannedilmektedir. Acaba bu zan doğru mu?
Hemen tüm ülke Anayasa veya yasalarında bir sanığın yargılanırken tutuklu kalması için kaçma veya deliller yok etme olasılığı olması gerektiği belirtilmektedir. Yine tüm ülke yasalarında Mahkeme kararlarının gerekçeli olma zorunluluğu vardır.
Kontinental bir yargıç kendi kanısına göre sanığın kaçma olasılığı veya delilleri karartma olasılığı varsa ikinci bir emre kadar sanığın tutuklu kalmasını emreder. Halbuki biz biliyoruz ki birçok olayda sanıkların ne kaçma olasılığı vardır, ne de delilleri karartma. Şu halde bu insanlar mahkum olmadan mahkum olmuş gibi cezalandırılmaktadırlar. Bu durum hukuk sistemlerinin en büyük ayıplarından biridir.
Anlosakson sistemde bu sorun nasıl çözülüyor? Örnek taslakta anlattığımız yargılama yöntemi bunu önlüyor. Bu sistemde yargıç iki tarafın görüşlerini özetleyerek ve değerlendirip bir gerekçe göstererek sonuca varmak zorundadır. Bunun nasıl olması gerektiğine bakalım.
Anglosakson sistemde tutuklu yargılama sorunu olmaması
Anglosakson sistemde Adversarial ( Karşılıklı Mücadele ) yöntemi uygulanır. Yargılamayı yapan ve gerçeği bulan karşılıklı mücadele eden taraflardır. Yargıç bu mücadelenin adil koşullarda gerçekleşmesini sağlayan ve mücadeleyi yöneten kişidir.
Bu sistem hukuk davalarında olduğu gibi ceza davalarında da uygulanmaktadır. Ceza davalarında bir tarafta Polisin Suçları Soruşturma Şübesi diğer tarafta ise sanık veya avukatı vardır. Bizdeki Hukuk Dairesi yani savcılığın polise avukatlık servisi veren bir kurum olması gerekir. Anglosakson sistemde gerçek savcı polisin kendisidir ve görevi sanıkları yargılayıp cezalandırmaktır. Bu durumda “Adversarial” yargılama yöntemine göre tutuklulukla ilgili yargılamanın şöyle olması gerekir.
Sanığın duruşma süresince tutuklu kalmasını talep eden polis “Bu sanık kaçabilir” diye iddia etmelidir. O zaman nasıl kaçabileceğini de söylemek zorundadır. Buna karşı sanık veya avukatı da “Hayır kaçamaz. Kaçması mümkün değil veya devlet kaçmasını kolaylıkla önleyebilir” diye iddiada bulunabilir. Bu durumda yargıcın iki iddiadan birini tercih etmesi ve gerekçesini belirtmesi gerekir. Yargıç bir sanığın tutuklu kalmasına karar verirken “Ben polisin iddiasına katılıyorum. Nedeni şudur. Sanık şu şekilde kaçabilir ” demek zorundadır. Adversarial yargılama yöntemi bunu gerektirir. Kontinental kararlarda ise sanığın nasıl kaçacağına hiç değinilmeden kararlar verilebilmektedir.
Özetle gerek Anglosakson sistemde gerekse Kontinental sistemde kararlar gerekçeli olmak zorundadır. Ancak iki sistemde gerekçe kavramı farklı anlama gelmektedir. Adversarial yöntemde yargıç eğer sanığın tutuklu kalmasına karar verecekse, sanık veya avukatının öne sürdüğü iddiayı dikkate almak ve niçin kabul etmediğini yani sanığın nasıl kaçabileceğini belirtmek zorundadır. Bir sanığın tutuklu kalmasını önleyen ve kararın adil olmasını sağlayan kararın böyle yazılması gereğidir.
Delilleri yok etme veya karartma konusunda da aynı durum vardır. Bu nedenle Anglosakson sisteminin temel ilkelerinin ve “Adversarial” yargılama yönteminin doğru uygulandığı ülkelerde sanıkların tutuklu yargılanması sorunu yoktur. KKTC de bu sorun varsa bunun nedeninin sistemden uzaklaşma olabilir.