Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron . Fransa’ya bağlı olan Total Şirketinin, sözde Kıbrıs Cumhuriyeti ile yapmış olduğu sözleşme gereği. Doğu Akdeniz’de sondaj faaliyetlerine başladı.
Bilindiği gibi, Güneyin deniz yetki alanlarının belirlenmesi için. Komşuları ile görüşmeler yapması ve bir konsensusla bir karara bağlanması gerek.
Türkiye ile Güney arasında, bu konuda bir anlaşma olmadığı için. Münhasır ekonomik bölgelerin, tek taraflı olarak belirlenmesini imkansız kılmaktadır.
MEB’lerin belirlenmesi. İlla ki karşılıklı anlaşmaların olması ile mümkün.
Eğer bu yapılmamışsa. Tek taraflı bunu ilan etmek. Uluslararası hukuka ters olur.
Güney, Türkiye ile bunu yapmadı.
Yapmamış olmasına rağmen, tek taraflı olarak, kendi MEB’ini uluslararası hukuka aykırı olarak ilan etti.
Türkiye de haklı olarak, bunu kabul etmedi.
Türkiye ile imzalanmış bir deniz yetki anlaşması olmadığına göre.
Türkiye, haklarını kıta sahanlığında ve kara sularında aramaya başladı.
KKTC ile yapılan anlaşmayla. KKTC adına, arama ve sondaj çalışmalarına başlamıştır.
Vay sen misin, bu faaliyetlere başlayan ?
Güneyin anlaşma yaptığı sondaj arama şirketlerinin bağlı olduğu Devletlerin Başkanları, derhal devreye girerek. Türkiye’ye sünnetçi korkusu vermeye başladılar.
Bunun başını çeken de Fransa Devlet Başkanı Emmanuel Macron.
Doğu Akdeniz’deki mammanın eksilip küçüleceği endişesi içinde. İşkembeyi kübradan atmaya devam ediyor.
Yunanistan Başbakanı Mitsotakis’in, Fransa’yı ziyaretinde, görüşmelerin yapıldığı Elize Sarayında. Hazret yine atıp tuttu.
Dilerseniz, bu attıklarına bir bakalım.
“…Türkiye’nin bu girişimini uluslararası hukuka aykırı buluyoruz. AB ve Fransa tam bir koordinasyon içindeyiz. Herhangi bir zayıflık gösterilmesi söz konusu olamaz …”
Bunları söyledi ya.
Yunanistan Başbakanı bigane Mitsotakis. Bu kelamlardan çok rahatlamış ve memnun olarak, Fransa’dan ayrıldı.
Bu kelamlar, perdenin önünde söylenenler.
Bir de perdenin arkasında söylenen ve yapılan hareketler vardır ki esas alınması gereken onlardır.
Mitsotakis Efendi.
Unutma ki.
Geçmiş ecdadına da bu yollu lakırdılar edilerek. Yunan Askerlerini büyük vaatlerle ve desteklerle Anadolu’ya çıkarttılar. Anadolu’da perişan olmalarına neden oldular.
Ecdadını, Anadolu yollarında ilk terk eden de Emmanuel Macron’un dedeleri değil miydi?
Senin atalarını Anadolu’da bırakıp. Ankara’da Mustafa Kemal’in kapısını çalmadılar mı ?
Mitsotakis Efendi, geçmiş tarihi bir okursan. Fransız yöneticilerin ne olup ne olmadığını anlarsın.
Sn. Erdoğan’ın dediği gibi, yarın Türkiye petrol ve doğal gazı bulduğunda. Dedeleri gibi Macron Efendi de Ankara’da sıraya girecek.
Mitsotakis Efendi.
Sen, batıya çok güvenip kulak asma.
Geçmiş tarihini, çok iyi kavrayarak oku.
Venizelos’un hayatını okursan. Batının ne olup ne olmadığını görürsün.
Senin çıkarın ve varoluşun. Ancak ve ancak Türkiye ile adalet ilkelerine bağlı olarak, iyi komşuluk ilişkilerini geliştirmektir.
Bunu eski siyasetçiniz Venizelos görmüş ve Atatürk Türkiye’si ile birlikte. Batıya karşı, Balkan paktını oluşturan Ankara ile ayni paktın içerisinde yer almıştı.
Benden, ciddi bir uyarı.
Sonunda, son pişmanlık fayda etmez.
Sn. Mitsotakis.
İş işten geçince.
Ortalıkta Macron diye bir devlet adamını, bu dünyada bulmak mümkün olmaz.
Tarih bu örneklerle dolu.
Sonra.
Yalçın Cemal demedi deme.