Emekli Yüksek Mahkeme Başkanı Taner Erginel ile icra sorunları ile ilgili söyleşi

Emekli Yüksek Mahkeme Başkanı Taner Erginel ile icra sorunları ile ilgili söyleşi

Emekli Yüksek Mahkeme Başkanı Taner Erginel ile icra sorunları ile ilgili söyleşi

Hazırlayanlar : Av. Orhan Arsal ve Av. Şengül Göksu

Soru : Yasa, taksit dilekçelerinde yargıca nasıl bir görev vermiştir?

Cevap: Bir kişinin Mahkemeye gelip borcunu ayda 5000 TL taksitlerle ödemeyi kabul ettiğini varsayalım. Bu kişi, kabul beyanının hapisle sonuçlanacak bir yolun başlangıcı olduğunu fark etmemiş olabilir. Ayda geçinmesi için gerekli miktarın üzerinde 5000 TL geliri yoksa verilen emri yerine getiremeyecek ve kendini hapiste bulacaktır. Halbuki yargıç kendisi doğrudan borçluyu sorgulasa ve gelirini saptayıp, insanca yaşamak için ihtiyaç duyduğu miktarı belirledikten sonra taksit emri verse herhangi bir sorun çıkmayacaktır. Borçlunun insan haklarına aykırı olarak borç taksitlerini ödemediği için hapse atılması söz konusu olmayacaktır.

Yasa: “İki tarafın anlaşmasıyla, kabul beyanıyla veya alacaklının sunacağı delillerle taksit emri verilemez. Taksit emri verilebilmesi için yargıcın mutlaka borçluyu şahsen sorgulaması gerekir” demiştir.

O zaman taksit emri verilebilmesi için borçlunun şahsen Mahkemeye gelmesi şart olmuştur. Bu nasıl sağlanacaktır? Bunun için tanık celpnamesi çıkarılması gerekir. Bu nedenle taksit dilekçelerinde diğer dilekçelerden farklı olarak tanık celpnamesi de çıkarılmaktadır. Tanık celpnamesi ile bir kişiyi zorla Mahkemeye getirmek mümkün olduğu için bu yola başvurulur.


Soru: Zamanla uygulamada bozulma olduğunu söylüyorsunuz? Borçlu Mahkemeye gelmeden taksit emri verilmeye mi başlandı?

Cevap: Hayır. Borçlu yine geliyor. Bugün de eskiden olduğu gibi tanık celpnamesi çıkarılmakta ve Mahkemeye gelmeyen borçlu zorla getirilmektedir. Ancak bunun amacı borçlunun Mahkeme tarafından sorgulanması olduğu halde bu amaç doğru bir şekilde yerine getirilmemektedir. Birçok davada davalı yargıç tarafından sorgulanmadan ve borçlunun geliri ile insanca yaşamak için ihtiyaç duyduğu asgari miktar saptanıp, bu konularda bulgu yapılmadan sadece davalının kabulü üzerine taksit emri verilmektedir. Borçlu içine girdiği ortamın sıkıntısı içinde genellikle ödeyemeyeceği taksiti ödemeyi kabul etmektedir. Bunun doğal sonucu olarak taksit emrini yerine getirememekte ve hapse atılmaktadır.

Bu uygulama yasaya uygun olmadığı gibi, insan hakları sözleşmelerine de aykırıdır. Çünkü borçlular mal varlığını kaçırdığı için değil taahhüt ettiği borç taksitini ödemediği için hapse atılmış olmaktadır.

Burada icra sisteminde tüm dünyada gerçekleşen reformların izlenememesinin yarattığı bir sorunla karşı karşıyayız. Borçlunun icraya tabi mal varlığı net bir şekilde belirlenmediği ve kolayca icra edilemediği için hatalı yönde çözüm aranmıştır. Hatalı uygulama sonucu borçlarını ödeyemeyen insanlar, insan haklarına aykırı olarak hapse atılmaya başlanmıştır. Buna ülkemizde yaşanan mazbata sorunu diyoruz. Devam edecek.



Bu haber 724 defa okunmuştur

:

:

:

: