Geçtiğimiz hafta Salamis Antik Tiyatroda DAÜ’nün kuruluşunun 40. yıl kutlamaları vardı.
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası yanı sıra Mor ve Ötesi konseri ile muhteşem bir gece yaşandı Mağusa’da..
Söz konusu bu etkinliğe de haliyle ilgi çoktu.
Salamis Antik Tiyatrosu hınca hınç dolup taşmıştı.
Tabi ki devletin zirvesi de gecede yerini almıştı.
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı, Başbakan Ersin Tatar, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay da etkinliğe katılanlar arasındaydı.
Şimdi gelelim gözlemlerime.
Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası muhteşemdi. Mor ve Ötesi harikaydı.
Muazzam bir takdir topladılar etkinliğe katılan izleyicilerden.
Dakikalarca ayakta alkışlandılar.
Ve yıllarca konuşulacak bir geceye imza attılar.
Peki başka ne oldu bu etkinlikte..
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı Salamis Antik Tiyatroya adım atar atmaz orada bulunan insanlardan büyük bir alkış aldı. Tabir yerindeyse Sayın Akıncı alana girer girmez yer yerinden oynadı. Sahneye davet edildi, aynı coşku devam etti. Orada bulunan izleyiciler Sayın Cumhurbaşkanını ayakta alkışladılar.
Açıkçası bu bir ölçü ise Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya gösterilen ilginin 4/1 Başbakan Ersin Tatar’a, Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’a gösterilmedi.
Her ikisi de gerek alana girişleri sırasında , gerekse sahneye davet edilmeleri sırasında çok cılız bir alkışla halktan ilgi gördüler.
Adeta alkışlayalım da ayıp olmasın gabilinden.
Ha bu bir siyasi kabulleniş ve ölçü değilse,
O zaman DAÜ’nün 40.yıl kutlamaları etkinliğinde geceye katılanlar arasında en çok ilgiye maruz kalan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı oldu diyebiliriz.
Dolayısıyla her iki durumda da şunu çok rahat ifade edebilirim ki, hükümete özellikle Kıbrıs sorunu ekseninde ortaya koydukları politikadan ötürü en azından bu etkinliğe katılanlar nazarında bir tepki vardı, ve bu tepkiyi bir şekilde yansıtmışlardı Salamis Antik Tiyatroda.
Buna karşın da Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya olumlu bir ilgi söz konusuydu..
Ha buradan dersler çıkarılır mı?
Bana göre çıkarılmalı.
Zira halkın bulunduğu kalabalıkların olduğu her alanda siyasetçi kendini olumlu veyahut olumsuz teyit etme şansını yakalar.
Dolayısıyla kimse sonsuza kadar o makamlarda oturacakmış gibi bir havaya bürünmesin. Ve kimse en iyiyi en doğruyu kendilerinin yaptığını düşünme yanılgısına da düşmesin..
Zira her şey çıplak gözle görülebilecek kadar nettir. Ve bunu herkes görüyor.