“BM Genel Sekreteri'nin geçici Kıbrıs Özel Danışmanı Jane Holl Lute, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’ya gönderdiği mektupta Kıbrıs sorununun çözümü için nasıl ilerleneceğine dair yapıcı bir yolun oluşturulması çabasına devam eden bağlılığı nedeniyle teşekkür etti.”
Elbette bu sürece dair önemli bir bulgudur.
Zira Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Kıbrıslı Türklerin ortaya koyduğu iradeye istinaden aldığı aldığı yetkiyi aynı kararlılıkla ileriye taşımaya çalıştığını görüyoruz.
Ki bu toplumun büyük bir kesimi tarafından takdir görüyor.
Zira Kıbrıs sorunun çözüm çabaları çerçevesinde bugünkü iradeyi yansıtıyor Sayın Cumhurbaşkanı
Ki bugün artık bu tartışma kaldırmaz bir gerçek olarak önümüzde duruyor...
Velhasıl yukarıdaki bu haber TAK Ajansı tarafından verilmesinin hemen akabinde Başbakan Ersin Tatar sahneye çıkıyor ve şu açıklamayı yapıyor.
'Kıbrıs konusuna bir çözüm bulunacaksa bu var olan gerçeklere dayalı olacak. Kıbrıs’ta iki ayrı devlet, iki ayrı egemen halk vardır. Kıbrıs konusunda iki halkın, iki devletin ortak bir vizyonu, hedefi yoktur. İki devletli çözümden başka gerçekçi çözüm kalmamıştır'
Kime göre Başbakan Ersin Tatar nezdinde hükümete göre..
Dolayısıyla bu hükümet ortağı Halkın Partisinin de savunduğu bir model.
Lakin gel gelelim bu model içe dönük bir düşüncenin ürünü. Zira böyle bir çözüm modeli için bugün itibarıyla sorunun diğer paydaşları bir yana uluslararası toplumun da bu konuda ikna edilmesi gerekir.
Neden?
Böyle bir zeminin ortaya çıkması için.
Peki var mı böyle bir şey?
Yok..
Dolayısıyla Sayın Başbakan’ın iki devletli çözüm öngörüsünün altı boş kalıyor.
Ha federal çözüm neyi gerektirir?
Paylaşmayı.
O halde bugün masada verilen mücadelede bunun gereği yapılmaktadır.
Siyasi eşitliğe dayalı, karar alma mekanizmalarına etkin katılımı mümkün kılacak ve iki parça devleti, tek bir çatı altında toplayacak olan federal yapı.
Ve bu yapı aynı zamanda hepimizi uluslararası hukuka müdahil edecek bir çözüm modelidir..
Peki diğeri?
Yani Sayın Başbakan’ın iki devletli çözüm dediği ve model olarak gördüğü yönteme nasıl meşruiyet kazandıracağız?
Ya da şöyle sorayım bu mümkün mü?
Değil.
Ne BM nezdinde, ne uluslararası hukuk içinde, ne de uluslararası toplum nazarında böyle bir temel oluşturmak mümkün değil.
Bu sadece bir düşünce olarak kalır, ve bunu ileriye taşıyacak herhangi bir argümanı da ortaya koymak mümkün olmaz..
Dolayısıyla bugünkü şartlarda Sayın Tatar’ın iki devletli çözüm öngörüsünü ileriye taşımak olası değil. Hoş Sayın Ersin Tatar’ın KKTC Başbakanı olarak ortaya koyduğu bu öngörü, bugün Garantör Türkiye’nin AKP hükümeti yetkilileri tarafından da zaman zaman dillendiriliyor olmasına rağmen ileriye taşınamıyor.