Anglosakson sistemin diğer ismi Common Law sistemi veya İçtihat Hukuku sistemidir. ABD, Kanada, Hindistan ve Avustralya gibi eski İngiliz kolonileri dahil dünyanın önemli bir bölümünde uygulanmaktadır.
Anglosakson sistemin diğer ismi Common Law sistemi veya İçtihat Hukuku sistemidir. ABD, Kanada, Hindistan ve Avustralya gibi eski İngiliz kolonileri dahil dünyanın önemli bir bölümünde uygulanmaktadır.
Bu sistemde uygulanan yargılama yöntemine “Adversarial” denir. “Adversarial” yagılama yöntemi, “Karşılıklı Mücadele” yöntemi anlamına gelir. Yargılamanın iki eşit tarafın karşılıklı mücadelesi olarak gerçekleşmesi demektir. Bu yöntemde esas yargılamayı yargıcın değil tarafların yapması beklenir. Yargıç, tarafsız bir konumda önündeki mücadeleyi izleyecek ve yönetsel kararlarla, taraflardan birinin diğerine haksızlık yapmasını veya haksız avantaj elde etmesini önleyerek gerçeği bulmalarına yardımcı olacaktır. Karar aşamasına kadar yargıcın davaya fazla bir müdahalesi olmayacaktır.
Bu yöntemde yargıç son derece pasif konumdadır. Bir futbol hakemi gibi davayı ve duruşmayı yönetmektedir. Daha sonra karar verirken iki tarafın iddiaları arasında hangisini tercih ettiğini gerekçeleri ile belirterek davayı sonuçlandıracaktır.
Anglosakson usul kuralları, yargıcın tarafsız bir konumda mücadele eden tarafları nasıl yöneteceğini belirleyen kurallardır. Bu kurallar gerçeğin doğru ve tam bir şekilde ortaya çıkması için konmuştur.
Yargıç daha sonra karar aşamasında yasaların kendisine tanıdığı geniş takdir yetkisini de kullanabilecektir. Bu alanı da geçmiş içtihatları dikkate alarak dolduracaktır. Önündeki olayı geçmiş içtihatlardaki olaylarla kıyaslayacak ve adil bir sonuca ulaşacaktır. Adalet bu kıyaslamanın doğru yapılması ile gerçekleşebilir.
Eğer bir konuda geçmişte verilmiş bir içtihat yoksa yargıç kendisi içtihat oluşturmaya çalışacaktır. Oluşturulan içtihatların bir süre sonra yasal kurallar haline geleceğini böylece hukukun gelişeceğini bilerek hareket edecektir.
Anglosakson sistemde yargıcın tarafsızlığı sistemin en önemli özelliğidir. Yargıcın tarafsız olması önemlidir fakat yeterli değildir. Mahkemeye gelen herkesin yargıcın tarafsız olduğunu görmesi ve tarafsızlığından kuşku duymaması gerekir.
Bir davada taraflardan biri yargıcın tarafsızlığından şüphe ediyorsa yargıcın o davadan çekilmesi ve davayı bir meslektaşına devretmesi gerekir. Bu konuda bir yasa veya tüzük olmasına gerek yoktur. Çünkü tarafsızlık sistemin temel ilkelerinden biridir. Kendiliğinden uygulanması gerekir. Uygulanmadığı zaman sistem bozulacaktır. İngiltere’de taraflardan birinin yargıcın tarafsızlığından şüphe ettiğini ima etmesinin bile davadan çekilme sonucunu doğurduğu söylenir.
Türkiye’de uygulanan Kontinental sistemde yargılama
Türkiye’de uygulanan Kontinental veya Kıta Avrupası sisteminde yargılama yöntemine Inquisitorial ( Araştırıcı ) yargılama yöntemi denir. Bu yöntemde yargılama, iki eşit taraf arasında değil, ülkede hukuk düzenini uygulamak isteyen devlet adına yapılmaktadır.
Gerçeği arama ve bulma görevi taraflarda değil devlet adına hareket eden yargıçtadır. Bu nedenle yargıç aktif bir rol üstlenir. Duruşmalarda soruları yargıç sorar. Yargıç tarafların iddialarını dikkate almakla birlikte bunu kendi görevini daha iyi gerçekleştirmek için yapar. Yargıcın görevi yasaları uygulamaktır. Yasaların her hususu en ince ayrıntısına kadar belirtmesi ve yargıcın bu kuralları aynen uygulaması beklenmektedir.
Kontinental sistemde yargıcın gerçeği araması ve inisiyatifi ele alarak emredici kararlarla davayı yönetmesi ilk anda daha süratli ve daha adil bir yargılama olacağı izlenimini verebilir. Böylece avukatların davaları erteleme içgüdüsünün önüne geçileceği düşünülür. Ancak pratikte gerçekleşen sonuç bunun tam tersidir. Deneyimlerimiz iki tarafın iradesi sonucu gerçekleşen yargılamanın yani Anglosakson sistemin daha erken sonuçlandığını ve daha iyi sonuç verdiğini göstermiştir.
Devam edecek.