Öyle anlaşılıyor ki taraflar müzakere öncesi pazarlığı olabilecek en yapıcı şekilde BM nezdinde inisiyatif üstlenip yürüttüler.
Mustafa Akıncı Cumhurbaşkanlığına seçildiği ilk gün aldığı sorumluluğun gereği, bir sonraki kuşaklara aktardığı çözüm sürecinde şimdi bir şeylerin gerçekleşeceğini öngörüyorsa ya da bu yönde bir inanca sahipse bu aşamada yapması en elzem iş bir adım öne çıkarak, önce Crans Montana sonrasından bugüne ne değiştiğini topluma izah etmesi gerekir.
Örneğin bizzat muhtelif zamanlarda kendisinin de dillendirdiği 'Zihniyet değişikliği' o günden bugüne gerçekleşti mi ?
Referans koşullarına girecek olan detayların ‪11 Şubat‬ Belgesi, Gueterres Belgesinin ‪30 haziran‬ tarihli hali ve Akıncı/Anastasiadis yakınlaşmalarının ki buna dipnotları dahil, şeklinde olması beklentileri karşılar mı?
Bunun dışında ise gerçekçi olacaksak sorulacak esas soru eğer Sayın Anastasiadis ve Sayın Akıncı bu noktalarda hem fikirse; 5’liye katılacak ülkelerin olası bir kıbrıs çözümünü gerçekleştirmeye niyetleri olup olmadığıdır sorusudur ki Rum Lider Nikos Anastasiadis, Birlemiş Milletler (BM) Genel Kurulu çalışmalarına katılmak üzere gittiği New York öncesinde Londra’da gerçekleştirdiği istişarelerde , referans şartlarında anlaşmaya varılmaması konusunda iddialarda bulundu ve “Ankara”yı eleştirdi.
Anastasiadis Akıncı ile Lute belgesi üzerinde yakınlaştıklarını lakin Ankara’nın bunu yaktığını iddia etti.
Bu iddiaların gerçek olup olmadığı elbette ki izaha muhtaç
Lakin burada netleşmemiş bir durum söz konusu ise: Yani eğer liderler referans koşullarının içeriğinde anlaşmışsa onları değil uluslararası toplumu cesaretlendirmeye de ihtiyaç vardır.
Dolayısıyla tüm bunları alt alta sıraladığımız zaman 2 bölgeli 2 toplumlu federal kıbrıs arzusu içinde olan herkesin bu sürece ayrım gözetmeksizin, insanları kategorize etmeden, sınıflara ayırmadan, ideolojik derinliklerde kaybolmadan Sayın Akıncı’nın arkasında durması gerekecek..
Zira bugün Sayın Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı çoğunlukla yetki aldığı Kıbrıslı Türklerin iradesi doğrultusunda adımlar atmayı esas almıştır.
Ki bu da çok önemli ve takdire şayan bir sorumluluğun yerine getirilmesidir..