Daha ilkokula giderken bize öğretilen bir sağlık özdeyişi vardı ve hiç aklımdan çıkmazdı o öğretmenimizin sözleri.
Çünki her şeyi ilkokulda öğreniyorsunuz ve kalıcı oluyor. Ve ömrünüz boyunca belleğinizden çıkmıyor.
“Güneş girmeyen eve doktor girer”
İşte hep böyle söylerdi ilkokul öğretmenimiz. Hep sorardım neden güneş diye kendi kendime!
Güneş çok önemliydi, aydınlıktı, her şeyi ortaya dökerdi, karanlıkları boğardı.
Kıbrıs’ta yılın neredeyse her günü güneşli. Peki o zaman bize öğretilen bu özdeyiş yanlış mıydı!
Hani güneş giren eve doktor girmezdi!
Malesef ne doktor çıkıyor evlerden ne de hastalar hastaneden,
Hatta, Kıbrıs’ta hastanelere ayakları ile gidip tedavi olmak isteyenlerin tabutları çıktı o mekanlardan. İhmal iddiaları ile çalkalandı hastane koridorları.
Randevu sistemi çıkardılar, o da sağlıklı işlemedi doğru dürüst.
Poliklinikler sabah sanki panayırı andırıyor bu ülkede, insanlar saatlerce sıra bekliyor muayene olmak için hastane koridorlarında.
Sigortalılar, ödedikleri primlerin karşılığını alamıyor, alamadıkları ilaçları gibi. Devletin eczanelerinde ilaç yok, hastalara vermek için,
Ama devletin İlaç Eczacılık Deposu’nda tarihi geçmiş ilaçların maddi miktarı 200 milyonu geçiyor. TIR’lar dolusu ilaç çöpe gidecek yakında, sıralanacak TIR’lar tarihi geçmiş ilaçları çöpe götürecekler, oysa hastalar ilaç bulamıyor, tedavi olmak için.
“Güneş girmeyen eve doktor girer”
Ev güneş almalıdır. Güneş, mikropları öldürür, vücudu güçlendirir, sağlık kazandırır. Güneşli, açık havası olmayan evlerde hastalık eksik olmaz. Bu yüzden her yerde güneşten ve temiz havadan fazlaca faydalanmalıyız.
Faydalanalım da temiz havadan hangi temiz hava! Elektrik santrallerinin, egsoz gazlarının, zirai ilaçların, sivrisinek mücadele kimyasalları, denize boca edilen kanalizasyon atıklarından
Hatta ve hatta iş bilmez siyasilerden!
Kim koruyacak bizi!
Güneş mi?
Sağlıkta sorunlar dağ gibi.
Yeni Sağlık Bakanı Ali Pilli itiraf ediyor,
“Bu ülkede bir sağlık politikası geliştiremedik”
Başka söze gerek var mı sizce ?
Ne yazmış satırlara sağlıkla ilgili usta şair Can Yücel;
Varsın çorbanın tuzu az gelmiş olsun,
Varsın pilav birazcık lapa olmuş olsun,
Varsın en sevmediğiniz yemek, kereviz olsun masada.
Sofranızda SEVGİ var mı?
Ondan haber verin..
Tadına var akşamının...
Gece evinde, dostların olsun
Sohbet edecek birileri olsun...
Arkadaşım hayat bu.
Daha ne olsun!
Ama en önce ve
İlla ki SAĞLIK olsun!
Can Yücel