Bu denklem sonuçsuz kalır

Kıbrıs'tan çıkarılacak doğalgazı paylaşmak üzere KKTC'ye karşı toplanan “Doğu Akdeniz Gaz Forumu”na;

Kıbrıs'tan çıkarılacak doğalgazı paylaşmak üzere KKTC'ye karşı toplanan “Doğu Akdeniz Gaz Forumu”na;
Mısır
Kıbrıs Cumhuriyeti
Yunanistan
Ürdün
İtalya
İsrail
VE... FİLİSTİN katıldı!
O Filistin ki Türkiye Birleşmiş Milletler'de FİLİSTİN’i savunup, İsrail’e ayar vermişti.
Peki bütün bunlar ne anlama geliyor?
Türkiye ve Kıbrıslı Türkler ısrarla Akdeniz’de kurulan bu denklemin dışında tutuluyor.
Oysa aklın yolu bu değil.
Lakin politika bu.
Bugün Mısır,Kıbrıs Cumhuriyeti,Yunanistan,Ürdün,İtalya,İsrail ve Filistin bu denklemin içinde yerini alabiliyorsa Türkiye’nin dışarıda bırakılması konusunu bütün yönleriyle ortaya koymakta fayda var.
Kaldı ki bugün Türkiye’nin bölgede tek başına sürdürdüğü doğalgaz arama çalışmaları var.
Bunun nasıl bir sonuç ortaya çıkaracağını kestirmek güç.
Lakin Türkiye bu çalışmaları sürdürmekte kararlı.
Dolayısıyla Türkiye ve Kıbrıslı Türklerin Rumlar tarafından Akdeniz’de kurulan bu denklemin dışında tutulması doğru bir politika değildir.
Hoş bu doğru bir politika olmadığı gibi, ekonomik akla da uygun değildir.
Peki sadece bunlar mı sıkıntı?
Tabi ki değil.
İşin bir de gerilim yanı vardır.
Bugün bunu fırsata dönüştürüp Kıbrıs’ta çözümü mümkün kılacak dinamikleri ortaya çıkarmak var iken, bunu yeni bir savaş gerginliğine bırakmak düz tabirle aptallıktır.
Kimse kusura bakmasın.
O halde Kıbrıs’ta aklın yolunun çözümü ortaya çıkarmak olduğunu herkes idrak etmeli.
Kaldı ki çözüm birçok alanda işbirliğini mümkün hale getirecek. Ve bundan mütevellit kaybeden de olmayacak, bilakis herkes kazanacak.
Bugün bunu görmemek için at gözlüğü takmak gerekir.
Umalım ki at gözlüğü ile olayları bakıp değerlendirenler o gözlükleri bir an önce çıkarırlar ve gerçeği görürler.
Zira Kıbrıs ve çevresinin her metrekaresinde Türkiye ve Kıbrıslı Türkler olmadan kurulan denklemler sonuçsuz kalacaktır.
Bunu herkes idrak etmelidir.
Dolayısıyla Kıbrıs’ta yeni gerginlikler yaratmak ve yönetmek yerine, sukünet sağlanmalı, çözümün sağlayacağı ortak paydalar öne çıkarılarak karşılıklı güven tesis edilerek mümkün olan uzlaşma sağlanmalıdır. Bunun akıbetinde sadece doğal gaz değil birçok alanda yapılması elzem olan işbirliği fırsatları değerlendirilmelidir.
Kıbrıs’a geldik çıktık aldık bizimdir argümanı ne kadar yanlış bir argüman ise, Kıbrıslı Türkler Rumlarla eşit haklara sahip olamaz argümanı da o kadar yanlış bir argümandır.
O halde Kıbrıs üzerinde dini dili farklı iki eşit halkın varlığının teyit edileceği referans koşullarına ihtiyaç olduğunu da BM gözden kaçırmamalıdır..



Bu haber 846 defa okunmuştur

:

:

:

: