Mahkemelerimizde davaların gecikme sorunu

Mahkemelerimizde temel şikayetlerden biri gecikme sorunudur. Geciken adaletin adalet olmadığı herkesin bildiği ve tekrarladığı bir gerçektir.

Mahkemelerimizde temel şikayetlerden biri gecikme sorunudur. Geciken adaletin adalet olmadığı herkesin bildiği ve tekrarladığı bir gerçektir.

Davalarda zaman kaybının bir nedeni de sonucu etkilemeyecek dava konusu ile ilgisi olmayan konuların tartışılmasıdır. Halbuki sistem, bu gereksiz tartışmaları önleme fırsatı vermektedir.

Örneğin bir çapraz sorgulamada davayla ilgisi olmayan ve gerçeğin bulunmasına yardımcı olmayan sorular soruluyorsa yargıç “Bunları niye soruyorsun? Biz şimdi olayın nasıl meydana geldiğini araştırıyoruz. Konumuzla ilgisi olmayan sorular sorarak zaman kaybetme. Bizim zamanımızı da boşuna harcama ” diyebilir. Buna karşı avukat soruları niçin sorduğunu ve bu soruların dava konusu ile ilgili olduğunu anlatması halinde soruların sorulmasına izin verecektir. Amaç gerçeği net bir şekilde ortaya çıkarmak olduğu için yargılama bu amaç doğrultusunda sürdürülmelidir.

Anglosakson sistem doğru uygulandığı zaman Mahkemelerdeki davaların süratle sonuçlandığını ve davaların azaldığını görürüz. İlgisiz konuların tartışılmaması için biraz özen gösterilirse ve gerçeğin bulunmasına yardımcı olmayan usul tartışmalarından uzak durulursa KKTC Mahkemelerindeki davaların sanıldığı kadar çok olmadığı anlaşılacaktır.


Adversarial sistemde davalar nasıl yönetilmeli ?

Adversarial yargılama yönteminde taraflardan biri davanın dinlenmesi için erken gün verilmesini ister ve diğer taraf kabul ederse yargıç buna uygun hareket etmekte sakınca görmemelidir. Karşı taraf erken gün verilmesine itiraz ederse yargıç tarafların gerekçelerini dinleyerek “adil ve uygun” bir gün tespit edecektir. Bazen davaların uzun süre beklemesi adaletin gereğidir. Bazen ise son derece erken dinlenip sonuçlanması gerekir. Bu durumlarda yargıç adaletin gereğini yerine getirecektir. Kontinental sistemde ise tarafların istekleri ikinci plana itilir ve yargıç önceden belirlenmiş kendi programına göre davayı yönetir. Kendi programına bakarak bir gün tespit eder.

Anglosakson sistemde davaların nasıl yönetileceğini belirleyen ayrıntılı kurallar yoktur. İçtihatlar eşliğinde “adil ve uygun” kararlarla davalar yönetilir. İngiliz yargıçlara “adil ve uygun” kararın nasıl bulunduğunu sorduğum zaman “common sense”, “sağ duyu” yanıtını alırım. Daha açık ifadeyle burada herkeste olan adalet duygusu devreye girmektedir. “Şöyle karar verirsem tarafların kazançları ve zararları ne olur?” diye düşünmek gerekir. Daha sonra “Farklı karar verirsem tarafların yarar ve zararları ne olur?” diye düşünmeli ve iki durum kıyaslanmalıdır. Adalet daha büyük zarardan kaçınarak bulunur. Her aşamada daha adil olan tercih edilerek Adversarial yargılama yöntemi doğru bir şekilde uygulanabilir.

Bu haber 335 defa okunmuştur

:

:

:

: