Ya omuz omuza vereceğiz ya da yok olup gideceğiz..

'Kıbrıslı Türk ilerici, yurtseverler 2004 yılında, yarattığı dinamik ile yazılan tarihi tekerrür ettirmek için demokrasi zeminini ortak bir payda üzerinden ele almalıdır. 2004 ruhu bu zeminin tabanını oluşturabilir.

'Kıbrıslı Türk ilerici, yurtseverler 2004 yılında, yarattığı dinamik ile yazılan tarihi tekerrür ettirmek için demokrasi zeminini ortak bir payda üzerinden ele almalıdır.
2004 ruhu bu zeminin tabanını oluşturabilir.
Dolayısıyla 2004’de ortaya çıkan ve uluslararası toplum üzerinde olumlu bir izlenim bıraktığımız demokrasi mücadelesinde omuz omuza meydanları dolduran insanlarımızın o günlerde sergilediği sağduyu ve sorumluluk mücadelesi, büyük bir başarı elde etmişti..
Şimdi ise sıra bugünü doğru seslendirmeye geldi.
Nedir o?
2004’deki ruhun maksadıyla bugün de yine aynı sağduyu ve sorumlulukla hareket etmektir.
Dolayısıyla son günlerde bu cephenin bölünmesi ve etkisiz bir konuma gelmesi için uğraşlar olduğunu görüyoruz.
Bu uğraşların kendiliğinden gelişen doğallık içinde bir refleks olduğunu açıkçası düşünmüyorum.
Lakin ne olursa olsun 2004 ruhunu yaratan demokrasi gönüllülerinin bugün sanki ayrı kulvarda farklı hedeflere varacaklarmış gibi bir tavır içine girmeleri bu ülkeye yapılabilecek en büyük kötülüktür.
2004’ü yaratan, bu topraklarda tarih yazan demokrasi gönüllülerinin aktör olarak belirlediği kişilerin eğer ajandalarında farklı bir beklenti yoksa,ve hedef gerçekten Federal bir Kıbrıs ise, o halde ayrışma değil ortak paydalarda birleşmek gerekir.
Kaldı ki bugün federal çözümü umutsuz vaka olarak görenler var. Bu elbette doğaldır ve olabilir. Ahlaki sınırları aşmadığı sürece de her düşünceye saygım sonsuzdur.
Lakin gel gelelim bu temelin çöktüğünü düşünenler, bunun yerine gerçekçi bir model de koyamamaktadırlar.
Bugün AB çatısı altında 2 devlet ömgörüsü gerçekçi bir yaklaşım değildir. Ve çok net yazacağım, bunu savunan düşüncenin mevcut düzeni devam ettirmekten başka bir gayesi de yoktur..
Dolayısıyla burada diyeceğim o ki; söz konusu olan ne partilerdir, ne de ideolojilerdir.
Ne sağdır, ne soldur.
Ayrıca kimsenin şahsi hırsının ve şişirilmiş egosunun tatmin edileceği bir zemini dayatmıyor içinde bulunduğumuz konjonktür.
Burada söz konusu olan sen ben değildir.
Burada birlik ve beraberlik içinde insan haklarına saygılı tam bağımsız,demokratik ve özgür bir Kıbrıs’ı ,uluslararası hukuka dahil etmektir.
Gerisi hikayedir, mevcut düzenin devamıdır.uluslararası toplumdan uzaklaştırılmaktır..
Bu ülkede ilerici dediklerimiz,aydın diye bahsettiğimiz insanlar birbiri ile işbirliği yapacaklarına sözüm ona particilik paravanı ile kişisel çıkarlarını korumaya yönelik birbirlerini yıprattıkları sürece bu düzen sürüp gidecek..





Bu haber 766 defa okunmuştur

:

:

:

: