Bir telaştır da gider.
Neymiş efendim?
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı Kıbrıs görüşmelerini yapmasın.(mış)
Peki sebep?
İradeyi yansıtmıyor (muş)
Ve 2020’de yapılacak Cumhurbaşkanı seçimlerini kazanan isim bu süreci yürütsün (müş)
Peki Mustafa Akıncı kim?
KKTC’nin seçilmiş 4. Cumhurbaşkanı.
Halkın yüzde 60’nın oyunu almış bir kişi.
Yanılmıyorsam 2020’ye kadar bu makamın sahibi.
Yani Cumhurbaşkanı seçim takviminin geleceği tarihe kadar ülkenin meşru Cumhurbaşkanı.
Kıbrıs Türk Halkının Lideri.
Tıpkı Rauf Denktaş gibi, tıpkı Mehmet Ali Talat gibi, Tıpkı Derviş Eroğlu gibi Mustafa Akıncı’da bu makamın bugünkü seçilmişi.
Şimdi hal böyle iken, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı Kıbrıs Türk Halkı Lideri olarak Kıbrıs görüşmelerini yürütmesin demek doğru bir yaklaşım mı?
Elbette değil..
Üstelik hadsiz bir yaklaşımdır bu.
Kimse kusura bakmasın.
Hatta bu yaklaşım demokratik bir tavır da değil.
Zira sonuçta halkın seçtiği bir kişinin makamı ve yetkileri söz konusudur.
Ve bu güç söz konusu makama halk tarafından verilmiştir.
Ha diyebilirsiniz ki ben oyumu Mustafa Akıncı’ya vermedim.
Bu olabilir.
Oyunuzu Mustafa Akıncı’ya vermemiş olabilirsiniz.
Lakin Sayın Mustafa Akıncı çoğunluk oyları alarak seçilmiştir bu makama.
Dolayısıyla bu iradenin temsilcisidir.
Hoş aynı mantıkla gideceksek, bugünkü iktidarı oluşturan partilere de oy vermemiş olabilirsiniz. Lakin şu an iradeyi temsil eden bu iki partidir. Yani UBP-HP koalisyon hükümeti bu ülkeyi yöneten iktidardır.
Şimdi kalkar ve dersek 2022 bekleyelim, bu hükümete oy vermedik biz, 2022’de seçilecek veyahut oluşacak yeni hükümet falanca,filanca icraatları yapsın.
Bu doğru olur mu?
Tabi ki hayır..
O halde burda anlaşılmayan nedir?
Nedir bu kin öfke?
Bu neyin hesabıdır?
Mustafa Akıncı kimdir?
Halkın seçtiği Cumhurbaşkanı..
Ve nokta.
Görev süresi dolana kadar bulunduğu makamın her türlü sorumluluğu da kendisindedir.
Bunu sulandırmanın kimseye bir faydası da yoktur.