Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay, katıldığı televizyon programında, Türkiye’yle olan iletişimi nedeniyle gelen eleştirilere verdiği yanıtta, Türkiye’yle sağlıklı bir ilişki kurulması gerektiğini ancak bunun asla Türkiye’nin talimatlarını yerine getirmek anlamına gelmediğini belirtti.
Bu düşünce doğru mu?
Kesinlikle doğru.
Ve devam edelim; Özersay,Kıbrıs Türk kimliğinin en karakteristik özelliğinin kendi kendini yönetmek istemesi olduğuna işaret etti.
Peki bu doğru mu?
Evet doğru.
Üstelik çok net ve anlaşılır bir dil.
Peki o halde anlaşılmayan nedir?
Türkiye ile kurulan ilişkilerdeki düzey.
Bu düzey çoğunlukla siyasilerin sergilediği duruş ile emir/komuta zinciri minvalinde kendini gösterir.
Üstelik birçok alanda bu hissedilir.
Ki Sayın Özersay’ın da bu süreçte Türkiye ile yürütülen veyahut kurulan ilişkilerde dengeyi yukarıda belirttiği şekil ve düzeyde sağladığını söyleyemeyiz.. Dolayısıyla burada halkın büyük çoğunluğunun bu yönde kanaat getirdiği malum durumun sebeplerini hem Sayın Özersay hem de diğer siyasetçiler iyi okumalıdırlar?
Tabiatıyla insanların bu yöne bir izlenime varmasının nedenini belki de Sayın Özersay kendisinde de aramalıdır.
Nitekim Sayın Özersay’ın da altını çizdiği gibi Kıbrıs Türk Kimliğinin en büyük karakterstik özelliği kendi kendini yönetme arzusudur.
O halde bunu anlamak ve ilişkileri bu düzeye taşımak her şeyden önce siyasilerin bu konudaki yaklaşımları ile ilintilidir.
Bu çerçevede Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay’ın ifade ettiklerini önemsemekle birlikte bu ifadelerin altını doldurmak gerektiğini de düşünüyorum.
Zira söylemlerle icra etmek arasında fark var.
Dolayısıyla söylemlerle uygulama örtüşmelidir ki Sayın Kudret Özersay’ın düşünceleri de kamuoyu nezdinde değer bulsun.