İyiye doğru giden bir şey yok..

Çözüm diyoruz.

Çözüm diyoruz.
Adil bir paylaşım diyoruz.
Huzur diyoruz.
Kimsenin mağdur olmayacağı herkesin kazanacağı bir yapı diyoruz.
İş birliği diyoruz.
İnsan hakları diyoruz.
Çocuklarımızın huzur içinde yaşayabileceği ortak bir vatanı inşa edelim diyoruz.
Olmuyor, olmuyor!!
Biz barış içinde, huzur içinde, birbirimizin haklarına saygı duyarak yaşayalım dedikçe ülkemizi savaş alanına dönüştürmeye çalışan küresel aktörler var.
Malum Dünyanın gözü Doğu Akdeniz’de.
Neden?
Zengin doğalgaz yatakları derken mesele enerjinin de ötesinde egemenlik sorununa dönüştü.
Rumlar uluslararası tanınmışlığın yelpazesi altında bölgede antlaşmalar imzalamaya devam ediyor. Fransa, İtalya, İsrail ile askeri stratejik bir dizi antlaşmalar yapıyor.
Buna karşın Türkiye ve KKKC geri adım atmıyor.
Türkiye girişimlere Libya atağı ile yanıt veriyor.
Anlayacağınız ülkemiz ve bölgemiz üzerine atak yapan yapana.
Açıkçası durum pek iç açıcı değil.
Birileri savaş çığırtkanlığı yaparak bölgedeki gerginlikten beslenirken, bir tarafta çözümsüzlük siyaseti, bir tarafta bağımlı bir siyaset kültürü ve akıbeti belirsiz yaşamlar.
Öyle anlaşılıyor ki bu topraklarda bizlere huzur vermeyecekler. Bütün bunlar tabiatıyla geleceğini göremeyen önünü kestiremeyen toplumsal bir travmaya dönüşüyor. İşte tam da bu nedenledir ki belirsizlik hayatı olumsuz etkiliyor. Birçok insan yurtdışına göç etmek zorunda kalıyor, özellikle Kıbrıslı Türk gençler birer ikişer ülkelerinden ayrılmak zorunda kalıyor.
Özetle durum hiç iyiye gitmiyor.
Malum şimdi de KKTC Bakanlar Kurulu, Geçitkale Havalimanı’nın İnsansız Hava Araçları ile Silahlı İnsansız hava araçlarının kullanımına açan bir karar alıyor.
Gerekçe ne?
Bakanlar Kurulu Kararı şöyle:
“Doğu Akdeniz’de yaşanan son gelişmeler ışığında KKTC ve TC’nin meşru hak ve menfaatlerinin korunması amacıyla KTBK’nın talebi üzerine Geçitkale Havalimanının insansız hava araçları ile yürütülecek faaliyetler için kullanılmasına izin verilmiştir.”
Deniyor..
Bu ne demek?
İnsansız Hava Araçları havadan çiçek bırakmayacağına göre..
Bu savaş demek.
Savaş ortamlarına müdahil olmak demek.
Topraklarımızın savaş alanına dönüştürülmesi demek..
Hani huzur?
Yok.
Hani barış?
Yok.
Peki ne var?
Belirsizlik var, endişe var..
Oysa aklın yolu bu olmamalı.
Zira savaşları çağrıştıran her adım ne bu toprakları ne de bölgeyi barışa ulaştırmaz..
Dolayısıyla aklın yolu barıştır..
Ve bu sadece ada özelinde sınırlı değildir.
Bölgemizin de barışa zaruriyetle ihtiyacı vardır. İşte tam da bu nedenle bu topraklarda barışa inanan, huzuru arzu eden herkesin adada bir an önce kapsamlı çözüme ulaşılması hedefine yönlendirilmesi gerekir.


Bu haber 849 defa okunmuştur

:

:

:

: