Muhalefet iken ölçüyü kaçırdık dedi Halkın Partisi Başkanı Başbakan Yardımcısı ve Dışişleri Bakanı Kudret Özersay.
Peki neden?
Çünkü muhalefette iken yapacağız, edeceğiz, şunu düzelteceğiz, bunu toparlayacağız dedikleri ne varsa bunları düzeltmek veyahut da toparlamak yerine mevcut olan ile devam etmeyi daha makul buluyorlar.
Yani bu ne demek?
Şu demek aslında muhalefetteyken çok atıp tuttuk, vaatler verdik, çıtayı yüksek tuttuk, beklentileri artırdık, umutların üzerinden kendimize siyasi kariyer yaptık, fakat iktidara gelince gördük ki işler mevcut sistemin dayattığı şekilde yürüyor ve biz buna müdahale edemiyoruz.Dolayısıyla siz seçmenlerimize yapamayacağımız şeyler söyledik..
Peki bu bir günah çıkarma mı?
Belki.
Lakin bu vakitten sonra bu bir işe yarar mı?
Kesinlikle hayır.
Peki neden?
Çünkü Sayın Özersay, dar bir kadronun dışında ki bu dar kadroya da kişisel menfaatler dağıtmıştır,bu nedenle hala yanında olmaya devam ediyorlar, bunun dışında kalan ve kendisine büyük destek veren çoğunluk bir kitlenin nezdinde güvenilirliğini yitirmiştir.
Dolayısıyla bu vakitten sonra Sayın Özersay’ın siyaseten ikna edebileceği geniş kitleler artık yoktur etrafında..
Zira Sayın Kudret Özersay ve Halkın Partisine yön veren ve her şeyi en iyi kendileri bildiklerini zanneden ekibi, muhalefetteyken ölçüyü kaçırmadı. Esas ölçü iktidar koltuklarına oturduktan sonra kaçırıldı..
Tepeden siyaset yapmaya soyundular.
Alemin akıllısı rolünü kimseye kaptırmadılar.
İnsanları aptal yerine koymaktan çekinmediler.
Dün söylediklerinin bugün tam tersini yaptılar.
Onlarca,yüzlerce insanın hayallerini yıktılar, umutlarını söndürdüler.
Şimdi de “ Bu İş Başka” yanıltmasıyla yeniden kamuoyundan destek bulup Başkan Kudret Özersay’ın Cumhurbaşkanı adayı olmasının önünü açmaya çalışıyorlar.
Elbette bunun takdirini kamuoyu yapacak.
Sayın Özersay’ın ve çalışma arkadaşlarının notunu halk verecek.
Halkın Partisi ve Başkanı Kudret Bey belki o zaman bir takım gerçeklerle yüzleşme şansını da yakalamış olurlar.
Tabi hala özeleştiri yapmayı becerebilen birileri kalmışsa aralarında.
Zira gerek parti olarak gerekse kişisel olarak yaptıkları onca yanlışa rağmen halkın verdiği tepkiyi önlerine koyup özeleştirisini yapmaktan yoksun, her şeyi en iyi kendilerinin bildiğini zanneden, herkesten çok da dürüst olduklarını düşünen kendini bulunmaz “Hint Kumaşı” gibi gören bir yapı mevcut Halkın Partisi içinde..