Çok ilginç bir kişilik bizim Başbakanımız Ersin Tatar.
Bazen ağzından çıkanı kulağı duymuyor sanki.
Hele de coşmuşsa kimse duramaz karşısında.
Sık sık gaza geliyor bulunduğu ortamlarda.
Bundan mütevellit de dengeyi kuramıyor söylediklerine dair.
Açıkçası ben öyle düşünüyorum.
Ha örnek mi?
Elbette bu konuda verilebilecek çok örnekler var.
Fakat gelin son örneğe bakalım.
Tarih 26 Aralık 2019.
Sayın Başbakan diyor ki; ülkecek bölgenin parlayan yıldızı olduk.
Aradan 4 gün geçiyor.
Bu kez tarih 30 Aralık.
Tabi bu arada belirtmekte fayda vardır Türkiye’den beklenen mali destek istenildiği ölçüde hazineye aktarılmıyor.
Haliyle hükümet bundan olumsuz etkileniyor.
Devletten alacaklı olanlar da parasını alamıyor veyahut da çok geç alıyor.
Bunun üzerine sıkıntıya giren Başbakan hükümeti adına beklentileri karşılayamayacağını beyan ediyor..
Bu kez tarih 2 Ocak.
Başbakan Türkiye’nin KKTC Maliyesine aktaracağı parada bir sıkıntı olmadığını, paranın da TC tarafından bloke edilmediğini ve peyderpey bu meblağın kullanılacağını söyler..
Gördüğünüz gibi durum karışık.
Haliyle Sayın Başbakanın da kafası karışık.
Peki TC neden paraya bloke koyuyor?
Kuvvetle muhtemel bu finansal kaynağın kullanılabilmesini belli koşullara bağladığı için.
Hal böyle olunca da anlaşılan o ki, TC’nin beklentileri hayat bulmadı KKTC hükümetinde.
Dolayısıyla öngörülen para kullandırılmıyor.
Tabi beklentiler nedir?
Bu sadece iki ülke arasında imzalanan protokollerin hayata geçirilmemesi olarak mı karşımıza çıkıyor, yoksa bunların da ötesinde KKTC hükümetinin TC hükümetine verdiği taahhütlerin yerine getirilmediği noktada bu kaynak bloke ediliyor!
Sanırım bunu hiçbir zaman öğrenemeyeceğiz.
Lakin bilinen gerçek şudur ki, mevzu sadece karşılıklı imzalanan protokollerin gereğinin yapılıp yapılmaması ile sınırlı değil.
Bunun yanında TC hükümetinin KKTC hükümetinden birtakım beklentileri var.
Kuzey Kıbrıs’ta bulunan TC vatandaşlarından daha çok bir nüfusun KKTC vatandaşlığına geçirilmesi. Bu talep Türkiye’nin protokol dışında hassasiyetle üzerinde durduğu bir noktadır.
Daha çok TC vatandaşının KKTC vatandaşlığına alınması TC hükümeti için olmazsa olmaz bir koşuldur KKTC hükümetlerine.
Dolayısıyla burada kendi ayakları üzerinde duran bir ekonomik yapının tesis edilmesinin ne denli büyük bir öneme haiz olduğu gerçeği ile karşı karşıyayız..
Haliyle bu topraklarda bunu başaramadığımız sürece ne bölgenin parlayan yıldızı olabiliriz, ne de kendi kendimize yeten bir halk olabiliriz.
Bugün bize martaval okuyanların çoğunun şu anki mevcut düzenden bir şekilde nemalandıkları sır değildir bu topraklarda. Bu nedenle onlar için bu adaletsiz sistemin sürüp gitmesi çok önemlidir.
Hatta bunun için kılıktan kılığa girdiklerini de biliyoruz. Vatan, toprak, bayrak gibi önemli değerler de bu tiplerin tepe tepe kullandığı argümanlardır. Sıkıştıkça buna sarılıp ahkam kesiyorlar.
Oysa bunların derdi ne vatandır, ne toprak, ne de bayrak. Bunların derdi ceplerini adaletsizce doldurdukları ve her türlü imkana ulaştıkları bu düzenin devam etmesini sağlayacak dinamiklerdir. Yoksa gerisi hikayedir.
Alıştıkları ve 7 silsilelerini besleyen bu düzenin suyunu bugün kesin, bakalım hangisi vatandan, milletten, topraktan, bayraktan söz edecekler.
Ya da parlayan yıldızdan..