İlginç günlerden geçiyoruz.
Şöyle ki konuşmaya yüzü olmaması gerekenler, habire bir şeyler söylüyorlar.
Bu muhteremler yıllarca ülkeyi yönetmiş şahsiyetler. Hoş onların yönetimleri ile gele geldiğimiz yer de belli.
Her şeyi yüzlerine gözlerine bulaştırmışlar.
Şimdi de çıkmış birkaç politikacı “halk kendi gelirinden feragat ederse veya maaşından kesintiyi kabul ederse yollar yapılabilir” diyorlar!
Öyle bir algı yaratılmaya çalışılıyor ki,
alınan vergiler çok az,daha fazla verilmeli ki devlet şaha kalksın.
Peki öyle mi?
Tabi ki değil.
Bunlarınki hadsizliktir, yüzsüzlüktür.
Bugün ülkemizde herkesin bildiği çok önemli bir gerçek vardır.
Nedir o?
Kaçak ekonomi.
Kara para.
Sahte kazanç beyanları.
Birtakım işletmelere tanınan muafiyetli vergiler vs.
Kısacası kapitalizmin acımasız geleneği olan para varsa zenginler paylaşır,borç varsa fakirler öder gerçeği ile karşı karşıyayız.
Dolayısıyla yıllarca bu ülkede siyasetle makam sahibi olmuş insanların kendi aileleri ve yakın çevrelerine sağladıkları devlet kaynaklı menfaatler karşımızda bu denli net dururken, bugün bu siyasilerin çıkıp emekçi insanların gelirlerinden feragat etmesini istemesi düpedüz yüzsüzlüktür.
Ha eğer bu anlamda toplumsal bir seferberlik yapılacaksa, bunu hep birlikte ve adaletli bir şekilde yapmalıyız.
Peki nasıl?
Öncelikle devlet kaçak ekonominin önüne geçecek, yalan beyanda bulunan tüccarları tespit edecek.Milletvekilleri dahil, kamu çalışanlarının maaşlarına göre kesinti yapılacak bu fona. 20 bin TL maaş alanla 3 bin TL maaş alan birisi aynı kesintiye maruz kalmayacak.
Kamu harcamaları sözde değil gerçekten disiplin altına alınacak.
Gereksiz yurtdışı gezileri için devlet ödenek sağlamayacak.
Gereksiz temsilcilikler derhal kapatılacak.
Ülkenin nüfusu kesin olarak bilinecek.
Devlet kaynakları tespit edilecek, bu kaynakların verimli kullanıp kullanılmadığı denetlenecek.
Bütün bunları yapmaya hazır bir devlet yapımız mevcut mu?
Hayır değil.
Velhasıl değerli dostlar, elimizi taşın altına koyacaksak bunu adil bir şekilde yapacak bir düzeni önce tesis etmemiz gerekir...