Saygısız sevenler kulübü

Neredeyse hepimizin ezber ettiği ünlü eser Selvi Boylum Al Yazmalımda sevgiyi sorgulayan o unutulmaz replik;

Neredeyse hepimizin ezber ettiği ünlü eser Selvi Boylum Al Yazmalımda sevgiyi sorgulayan o unutulmaz replik;
“Sahi sevgi neydi?..
Sevgi iyilikti, dostluktu…
Sevgi emekti.”


Ne eşsiz bir tanım, kalbe dokunan, sahici bir cümle derdik, derdik de bu tanım günümüz için noksan kaldı, eskilerde bolca olan bugün zor bulunan ‘saygı’ nerede? Elbette sevgi mutlak koşulda eşittir saygıydı. Biz bunu şimdiki saygısız sevgilerden bizzat kavradık.


Uzun ve mutlu evliliğinizin sırrı nedir diye sorduğumuzda; 50 yıllık evliliklerinin sırrını karşılıklı saygıya dayandıran, “eskiden ‘bey’ ve ‘hanım’ şeklinde hitap edilirdi” diye söze başlayan dedelerimizin ve ninelerimizin dediği gibi, sevgiyi ayakta tutan yapı taşıdır; saygı.


Saygıdan yoksun sevdiğimize yaptığımız her iyilik incitici ve saygısızca dost olmak en az düşman gibi can yakıcı iken, tüm bu sağlamalardan vardığım sonuç yine aynı; sevgi için tenzih edilemeyecek tek kavram; saygı.


İdare ediyoruz sandığımız zamanlarda dahi eksik bi gülüş, korkak bir sarılma var adını koyamadığımız. Bizi yüceltir sandığımız sevginin, saygıdan bi haber oluşuyla birlikte emin oluyoruz, yerlere kapaklanmamızdan kaçış olmadığına. Geri dönüş ya da bu saygısız sevgiye teslim oluş girdabında sürüklenirken, özümüzde eksik kalmış bir şeyin, bize daha küçükken, gerçek sevgi budur dediğimiz o zamanlar dahi verilmediğini idrak etmiş bulunuyoruz; saygı.


Meğer biz çocuğun da saygıyla sevilmesi gerektiğini bilememiş, “Saygısız Sevenler Kulübünde” toplanıp, neden böyle olduk halkasında elele tutuşup, çözüm ararken, bizim gibilerle iç döküşlerimizde buluyoruz cevapları.


“Sen küçüksün sus!
Sen çocuksun otur!”
Ve bir yandan da
“Sen hazinemsin,
En kiymetlimsin”
diyen ebeveynlerimizin sunduğu bu sevgideki ikililiği, saygı gösterilmemiş sevgiyi, olması gerekenmiş gibi sindiriyoruz aklımıza, ruhumuza.


Oysa sevgi de saygı öğretilmemiş bir çocuğu ne çok severseniz sevin bilin ki; saygıdan yoksun normlarla yetiştirilen insanın vereceği sevgi de -yine kendi heybesinden vereceği için- laubali bir sevgi dili olacaktır.


Yetiştirirken çocuktur anlamaz deyip bol bol saygısız sevişlerimizle büyüttüğümüz insanın etrafındakilere aynı saygısızlığı istemli istemsiz sergileyişine şahitliğimizde hatırlamalıyız ki; Ne de olsa daha küçükken bizzat biz elinden tutup ‘Saygısız Sevenler Kulübü’ne üyeliğini aldık.

  • Burcu Yıldız - 13.02.2020 Canım arkadaşım benim kalemine ve yüreğine sağlık bütün yazıların çok güzeldi ama bir bambaşka olmuş güncel ve yaşadığımız konuları çok içten samimiyetle yazıyorsun.Başarıların daim olsun canım benim ??
  • Es gryln - 13.02.2020 Yine harika bir yazi okudum tesekkurler seyda ????????????
  • Ev Şirin Aktan - 13.02.2020 Çok guzel

:

:

:

: