Ah şu korona virüsü

Çin’de başlayıp kısa sürede yayılma istidadı gösteren Korona Virüsünün. Dünyaya verdiği ölümcül zarar, her geçen gün artmaya devam etmektedir.

Çin’de başlayıp kısa sürede yayılma istidadı gösteren Korona Virüsünün. Dünyaya verdiği ölümcül zarar, her geçen gün artmaya devam etmektedir.
Vurduğu ülke sayısı her geçen gün artmakta, ayni oranda da vaka sayısı artmaktadır.
Tabii sağlık açısından meydana getirdiği olumsuzluklar karşısında. Diğer alanlarda da büyük olumsuzluklar yaratmaktadır.
Birçok şirket bu konu ile ilgili olarak büyük bir maddi sıkıntı içerisinde, zarar hanelerindeki grafik yükselmektedir.
Ülke yöneticilerini, bu illeti def etmek için türlü önlemleri alma konusunda hareketli bir konuma getirdi.
Diğer yandan Batı Suriye’deki silahlı çatışmalar nedeni ile de büyük bir göç dalgası meydana geldi.
Göçmenler kendilerine gidilecek hedef olarak Avrupa’yı gördüler.
Görmesine gördüler de Avrupa onları görmedi veya görmek istemedi.
Avrupalı kendine özgü Avrupai bir yüzle bu insanları karşıladı.
Bu insanlara yapılan muameleleri TV ekranlarında görmekteyiz.
Avrupa’nın yüz karası olarak tarih sayfalarına da yazılacaktır.
Bölgemizi etkisi altına alan bu iki olumsuz gelişme. Çok şükür ki ülkemizi etkisi altına almamıştır.
Bu gerçek ortada dururken.
Güney komşumuz bunlara sarılarak ve bunları gerekçe göstererek aldığı bir kararla. Kendi bölgesindeki iki tarafa geçit olan dört geçiş kapısını kapatma kararı aldı.
Bilindiği gibi.
Güven artırıcı önlemler adı altında, iki halk veya idare arasında çeşitli konularda ortak komiteler oluşturarak. İstenilen konulardaki sorunlara çareler üretilmeli.
Fakat günün sonunda görüldü ki bu ortak komiteler, kağıt üzerinde. Hiçbir faaliyet içinde olmayan, doğuşları ile birlikte ölü doğmuş komiteler.
Hukukta buna “Keelemeykün “ denir. Açılımı ölü doğmuş demek.
Bizde de iki toplumlu komitelerin zaman içerisinde ölü doğduğu gerçeği ile karşılaşıyoruz.
Güneyin ırkçı ve tek hakimiyetçi zihniyeti. Tüm bu güven artırıcı önlem adı altında kurulan bu komiteleri. Crant Montana’da olduğu gibi aldıkları tek yanlı kararla, sözün tam anlamı ile berhava ettiler.
Sn. Cumhurbaşkanımız, BM barış gücünü devreye sokmaya çalıştı.
İletişim kurdu.
Karşıdan, yani güneyden gelen yanıtta.
9 Mart Pazartesi gününe kadar kapıların kapalı kalacağı konusunda, ikinci bir karar üretildi.
Bununla da vermeye çalıştığı mesaj.
Adanın tek hakimi olarak her türlü kararı alma hakkım var.
İstediğim zaman kapatırım. İstediğim zaman açarım.
Bu hükümranlık hakkıma dayanarak, istediğim kararı alırım iddiasıdır.
Gerçek bu.
Korona ve mülteci olayı bahane.
Bu olay karşısında. Bu kapıların açılması için meydan savaşı veren bizimkilerden ses seda yok.
Adeta tıs yok.
Bu olayda. Anastasiadis’in kapıların kapanması politikasına, susmakla destek vermiyorlar mı ?
Yoksa, Anastasiadis efendinin aldığı her karar onlar için mübah mı ?
Ne güzel söylemiş söyleyen.
“ Sukut ikrardandır” diye.
Bu suskunluk bunu doğrulamıyor mu ?
Düşünüyorum da.
Bu karar bizim hükümet tarafından alınmış olsa idi.
Bu güneyin sukunetçilerinin tavrı ne olurdu ?
Ne olacağını kestirmek hiç de zor olmasa gerek.


Bu haber 5026 defa okunmuştur

:

:

:

: