Akıl tutulması

Korona virüsü bahane edilerek , İki ülke arasında geçişleri sağlayan kapıların dördünün kapatılması ve geriye kalan iki kapıda da işlemlerin yavaşlatılarak, geçişlerin sağlanması, işkenceye varan bir şekle dönüştü.

Korona virüsü bahane edilerek , İki ülke arasında geçişleri sağlayan kapıların dördünün kapatılması ve geriye kalan iki kapıda da işlemlerin yavaşlatılarak, geçişlerin sağlanması, işkenceye varan bir şekle dönüştü.
Aslında, dayanılan virüs gerekçesi. Dayanaktan uzak haklı bir gerekçeye dayanmamaktadır.
Çok şükür adada bu konuda ciddi bir tehlike an itibarı ile mevcut değildir.
Bu karar, tamamı ile Güneyin tüm ada üzerindeki hakimiyetçi zihniyetinden kaynaklanan bir karar.
Virüs olarak öne sürülen sav. İncir çekirdeğini doldurmayacak kadar mesnetten uzak.
Tamamı ile hakimiyete dayanarak alınan bir karardır.
Konu sağlık olsa idi.
Ortak sağlık komitesi bu konuda kararını verecekti.
Komitenin öyle bir kararı da yok.
Karar. Güneyin keyfi bir davranışıdır.
Hatırlanacağı üzere.
1963’te çıkan ve Kıbrıs Türklerini soy kırım muamelesine tabii tutan Akritas Planından sonra. Tüm adada Rumların talebi üzerine. İki halkı birbirinden ayıran sınırlar oluşturulmuştu.
O zamanki ismi ile bu sınırlara, Yeşil Hat ismi verilmişti.
Bu hatlar iki bin iki yılına kadar devam etmiş.
İki bin iki yılında ise, Eroğlu Hükümeti tarafından alınan kararla. İki tarafa da geçişlere imkan tanınmıştı.
1974 ‘ten geçişlerin başladığı tarihe kadar, aradan geçen 28 yıl içinde. İki halk ilk kez karşı karşıya geliyordu.
Türk Halkı, bu olayı içtenlikli ve samimi bir şekilde karşılayarak. İki yıl sonra yapılacak olan ve adaya bir anlaşma getireceğini sandığı Annan referandumuna kadar, iyi niyetini devam ettirmede kusur göstermedi.
Bu arada, Güneyden gelen Rumların taşkınlıklarını da içine sindirmek zorunda bırakıldı.
Referandumla birlikte, Türk Halkı göstermiş olduğu iyi niyet karşısında. Karşıdan ayni iyi niyeti ve anlaşma iradesini görmeyince. Büyük hayal kırıklığına uğradı.
Rum Halkı, Ada üzerinde hiçbir şeyi Türk Halkı ile paylaşmak iradesini göstermedi.
Kapıların açılması ile de Güneydekilerin gerçek yüzünü anlamış oldu.
“Yes be annem “ mitinglerinde meydanları 40 binler doldururken. İki gün önce kapalı kapıların kapanmasını protesto ve kınamak için eylem yapan topluluğun marjinal bir sayıda kalması. Türk Halkının Rum Halkının gerçek yüzünü görmesinin bir sonucu olsa gerek.
Hakimiyetçi zihniyetin, tek yanlı kararı ile kapıları kapatması karşısında alınan eylem kararı, yerinde bir karar.
Zaten tüm siyasi partilerimiz, bu karara karşı çıkıp kınamış veya protesto etmişlerdir.
Eylemin sadece bir geçiş kapısında olması ise. Dünya kamuoyuna verilen mesajın cılız olmasını da beraberinde getirmiştir.
Keşke geniş tabanlı bir organizasyon olsa idi.
Sonuç getirici eylemler, ne kadar kalabalık ve yoğun olursa, o denli etkili olur.
Çok geniş katılımcı siyasal partiler ve sivil toplum örgütlerinin ihtiva ettiği bir eylemin, getireceği sesin. Dünya kamuoyu üzerindeki yankısı her halde daha etkili olacaktır.
Her iki taraftan katılanların sayısal olarak getirdiği ses. Maalesef bu yankıyı yaratamadı.
Rum tarafındaki topluluğun. Türk tarafına göre sadece alkışın ötesine gidememesi. Rum polisinin Türk göstericilere şiddet ve biber gazı uygulaması karşısında. Gereken tepki ile davranışı göstermemesi ve pasif kalması ise dikkatlerden kaçmadı.
AB milletvekili Kızılyürek’in karşı saflarda yer alması ve komutlar vermesi ise. Karşı taraftaki topluluğun Akelcilerden oluştuğunu ortaya çıkardı.
Milletvekili olarak Kızılyürek’in, Türk eylemcilere, Rum polisinin yaptığı şiddet hareketleri karşısında. Sessizliğini koruması ise düşündürücü olsa gerek.
Eyleme ne kadar siyasi katılırsa, o denli ağırlık kazanır.
Eyleme UBP milletvekili ve Bakanı Sn. Taçoy’un katılıp destek vermesi ve topluluk içerisinden çok az sayıda da olsa, yapılan çirkin davranış karşısında. Yapılan eylemin içeriğinin, sorgulanmasını gündeme getirmez mi ?
Amaç, kapıların açılması için ise ve bu eylem onun için yapılıyorsa. Siyasi görüşü ne olursa olsun. Eyleme destek verenlerin. Eyleme katılıp destek vermelerinden daha iyi bir davranış olabilir mi ?
Sn. Taçoy’a yapılan bu çirkin davranış. Akıl tutulması ile eş anlamlı olsa gerek.
Lokmacıdaki marjinal topluluk. Ortaya, Türk Halkının güneydekilere güven duymamasının devam ettiğinin bir tezahürü mahiyetinde değil midir ?
Efendim. Bugün 9 Mart.
56 yıl önce bugün. Diğer bölgelerdeki Türkler gibi. Şerefini. Onurunu. Egemenliğini. Bağımsızlığını. Özgürlüğünü korumak için.
Orantısız bir güç ve silah üstünlüğü karşısında savaşan bir avuç Baf Türkünün destan yazdığı gündür. Şehitlerimize Tanrıdan rahmet. Gazilerimize de sağlıklı yaşam diliyorum.

Bu haber 4853 defa okunmuştur

:

:

:

: