Ciddiye almamız gereken günlerden geçiyoruz.
Corona virüsünü ülkeye getirdiği söylenen Alman kafile ile aynı uçakta yolculuk yapan 10 KKTC vatandaşına ülkede henüz ulaşılamamış.
İnanması güç değil mi?
Hatta mümkün mü böyle bir şey?
Değil..
Bu yolcuların uçuş listesi yok mu?
Peki ya muhaceret giriş kayıtları?
Veyahut da isme göre ikamet adresleri vs.
Aklı almıyor insanın.
Böyle bir şey nasıl olabilir?
Diğer yandan karantina şartları uygulanan işletmeler kendi hallerine bırakıldı.
Rutin ihtiyaçlarını dahi karşılayamaz duruma geldiler.
Kontrol eden yok, denetleyen yok, arayan soran yok.
Bu arada okullar tatil edilirken ki bu doğru bir karardı, kamu ve özel sektör yalnızlığa itildi.
Oysa Devlet daireleri acil durumlar için nöbetçi memur yöntemi ile birçok çalışan tatile çıkarılabilir..
Kamu Görevlileri rotasyonla göreve getirilebilir.
Kamu ve özel bankalar da öyle…
Özel sektöre de bu anlamda destek verilebilir.
Şu çok net ki bu olağan dışı durumun global anlamda da olumsuz etkileri olacak.
Ki en önemlisi bu küresel krizin mali bir faturası olacak. Bunun için de ülkelerin kendi iktisadi gerçeklikleri üzerinden aldıkları veyahut da alacakları ekonomik tedbirler olacak.
İşte bu tedbirler alınırken dar gelirlileri devlet korumacılığı ile desteklemek gerekir. Kısacası bu fatura onlara çıkarılmamalıdır.
Dolayısıyla corona sürecinde krizi etkin yönetebilmek için cesur ve hızlı kararlar alabilen yönetim şart. Bunun için de iyi bir sağlık kadrosu ve mali güç önemli.
Çinliler buna bir de teknoloji kullanımı ekleyerek 1.5milyarlık ülkede salgını 80 bin ile durdurdular. İtalya’da ise maddi kaygılar öne çıktı.
Bundan dolayı sürece önlem almakta geç kaldılar. Ve bugün bunun bedelini en ağır şekilde ödüyorlar..
Bu nedenle İtalya örneğine herkes iyi bakmalıdır..
Bu anlamda hükümet edenlerin Tabipler Birliğince yapılan açıklamalara kulak vermesi en büyük dileğimdir.
Ne diyor Hekimlerimiz:
Gelin birlikte bir kez daha okuyalım.
“Bu aşamada önerilerimiz:
Ülkenin kara, deniz ve hava sınır kapılarından sadece KKTC yurttaşları ile oturma ve çalışma izinlilerin girişine izin verilmesi, girenlerin tümünün istisnasız 14 günlük zorunlu ev karantinasında tutulması için yasal önlem alınması,
Zaman kaybetmeksizin ayrı bir karantina hastanesinin hazırlanması, bu hastanenin yeterli yatak kapasitesi, bilgisayarlı tomografi ve yoğun bakım ünitesi olanaklarının bulunması ve Lefkoşa’da yer alması,
Olası salgın durumunda kullanılması gerekecek tıbbi araç gereç ve tedavi olanaklarının yeterli düzeyde bulundurulması,
Sağlık kuruluşlarında hastaları karşılayacak sağlık ekibinin iş güvenliğinin sağlanması için yeterli tedbirlerin alınması ve düzenlemenin yapılması
Diğer tüm hastanelerde sadece acil ve yatan hastalara hizmet verilmesi
Temel ihtiyaç maddelerinin temininde aksamaya sebep olmayacak şekilde kamu ve özeldeki tüm işyerlerinin çalışmalarının sınırlandırılması,
Halkın sokağa çıkma ihtiyacının en asgari düzeyde olacağı şekilde yasal çerçevede önlemler alınması,
Bu önlemleri yaşama geçirebilecek şekilde güvenlik tedbirlerinin hazırlanmasıdır.
Bugüne kadar COVID-19 salgını yaşanan ülkelerin hiçbirinde alınan önlemlerin gereksiz ve aşırı olduğu görülmemiştir. Her ülke aldığı tedbirler ölçüsünde başarı
sağlamıştır. Zamanında radikal tedbirler almayan ülkeler ise sadece pişmanlık duymuştur.
Ülkemizin hekimleri olarak biz sağlık çalışanları ile, devlet ve vatandaşlarımızın koordinasyon içinde bilimsel verilere dayalı önleyici tedbirleri yeterince ve zamanında aldığımız taktirde salgının yönetiminde başarılı olacağımızı düşünüyoruz.”