Hükümet ortağı HP, koalisyon ortağı UBP ile ek tedbirler konusunda konsensusa varamadı.Dolayısıyla ek tedbirler konusunda ortaklar arasında belli ki sıkıntı var.
Tabi ki burada konu şu ki; mevzu sağlık.
İnsan sağlığı ve nihayetinde hepimizin sağlığı.
Böyle bir konuda hiç kimsenin siyasi hesapları bizim sağlık ve sıhatimizden daha önemli değildir. Haliyle hükümet ortağı HP’nin bu anlamda hayata geçirmek isteyip de hükümet ortağı UBP’nin ayak sürüdüğü,karşı çıktığı ve izin vermediği tedbirler nelerdir?
Sanırım bunun halka izah edilmesi gerekir.
Halkın böyle bir hakkı var.
HP’nin de böyle bir sorumluluğu..
Ve bu sorumluluk da Halkın Partisinin boynunun borcu.
Dolayısıyla HP hükümet ortağının neden bu tedbirlere karşı çıktığını halka anlatmak zorundadır.
Hatta HP elzem olduğuna inandığı bu tedbirlere karşı çıkan UBP ile hükümet ortaklığını da gözden geçirmek durumundadır.
Zira burada mevzubahis olan konu halkın sağlığıdır, ve halkın sağlığı kimsenin siyasi hesaplarına alet edilemeyecek kadar yaşamsal öneme haizdir.
Bugün bunu ısrarla göz ardı edenlerin bu topluma katacağı hiçbir değer yoktur.
Tabiatıyla halkın bu tavırdan olan her kim olursa olsun bilmeye hakkı var.
Bunu büyük bir yıkıma dönüştürmeden bütün paydaşlar durumun vahametini idrak etmeli ve aklını başına toplamalıdır.
Halk kimsenin şahsi veyahut partisel hesaplarına alet edilmeden kapımıza gelip dayanan ve hayati tehlike arz eden bu illet için alınabilecek Devlet/kişisel bütün tedbirleri almalıyız.
Önümüzde örnekler var, İtalya buna en ibret verici örnektir.
Bundan ders çıkarmamız gerekir.
Bugün Çin Dünya’da ekonomisi en büyük ülkelerden bir tanesi, her türlü teknik donanıma sahip, solunum cihazları üreten bir ülke, keza İtalya da öyle..
Ve bugün corona virüsü onlara da büyük kayıplar yaşattı. Bir de bize bakın.
Bu ülkelerin yanında biz neyiz?
Hiç.
Hangi donanıma, teknolojiye, imkana sahibiz.
Hiç.
Bakın Hollanda da Başbakanı Rutte, salgının kısa sürede son bulmayacağına dikkati çekti. Hollanda halkının büyük bir kısmının önümüzdeki süreçte enfekte olacağı bir gerçek.' dedi.
Fransa’da Başkan Macron halkına bu bir savaştır dedi. Avrupa bugün konuyu ciddiye almamanın veyahut gerekli hassasiyeti göstermemenin bedelini ödüyor.
Şimdi bir de bizi yönetenlere bakın.
Başbakan Ersin Tatar her şey gayet iyi gidiyor 15 gün içinde bu iş tamam diyor.
Hollanda ve Fransa.
Avrupa’nın önemli 2 ülkesi.
Her türlü imkana da sahiptirler.
Üretim, üretim, teknoloji, teknoloji, para, para..
Ve bu iki ülkeyi yönetenler konunun ciddiyetini halklarına anlatmaya çalışıyorlar.
Ve sürecin uzayabileceğine vurgu yapıyorlar.
Neden?
Çünkü yaşananlar 15 gün içinde son bulacak bir seyirde değil.
Akıl var, mantık var.
Somut yaşanmışlıklar var.
Ve hepsinden önemlisi gerçek neyse onu anlatıyorlar halklarına.
Ve bütün bu yaşanmışlıklar önümüzde duran örnekler bile aklımızı hala başımıza getirmiyorsa söyleyecek hiçbir şey kalmamıştır.
Toplumsal ciddiyetsizlik ve siyasi beceriksizliğin nelere mal olacağını Bekleyip hep birlikte göreceğiz..