Ersin Bey her topa kafa atmaya çalışıyor..

Başbakan Ersin Tatar’ın katıldığı bir televizyon programında Kıbrıs’ın kuzeyinde okuyan Afrikalı öğrenciler için “Bu kişileri kim getirdiyse sorumluluğu da onlardadır. Üniversite getirdiyse üniversite çalışma için geldiyse o.

Başbakan Ersin Tatar’ın katıldığı bir televizyon programında Kıbrıs’ın kuzeyinde okuyan Afrikalı öğrenciler için “Bu kişileri kim getirdiyse sorumluluğu da onlardadır. Üniversite getirdiyse üniversite çalışma için geldiyse o.
Bu kriz öncesinde de bu durum sıkıntıydı şimdi daha büyük bir sorun olarak karşımızda duruyor. Bu bir fırsat olabilir bunları temizlemek lazım. Bu ırkçılık değil ama kendi vatandaşlarımızı korumamız lazım” dedi.
Peki gerçekten öyle mi?
Yani bu ırkçılık değil mi?
Düpedüz ırkçılıktır.
Bu düşünceyi bünyesinde barındıran her kim varsa bunun adı ırkçılıktır.
Hoş, bu öğrenciler kendi başlarına gelmiyorlar ülkemize.
Üniversitelerimiz neredeyse amuda kalkacaklar bu öğrencileri Kuzey Kıbrıs’a getirene kadar.
Tanıtımlar,, promosyonlar,pazarlama stratejileri vs.
Yani öyle kolay olmuyor bu işler..
Kaldı ki Adamızı üniversiteler adası yapma hedefimiz var.
Türkiye Cumhuriyeti haricinde 40 binin üzerinde yabancı uyruklu öğrenci var Kuzey Kıbrıs da..
Hepsini geçtim bu öğrenciler bizim 40 yıl uğraşıp da yapamadığımız meşruiyeti kazandırıyor ülkemize.
Ha şunu söyleyebilirsiniz, bu öğrencilerin öncelikle sorumlulu eğitim aldıkları üniversiteler.
Lakin devlet olarak elbette bizim de güvencemiz altındadırlar. Ki doğru açıklama budur.
Ama kalkar ve derseniz ki bu öğrenciler kriz öncesinde de bir sorunudu, şimdi de fırsat çıktı bunları temizleyelim.
İşte o zaman hata yaparsınız.
Sadece bu mu?
Elbette değil.
İnsan hakları, evrensel değerler.
Üniversitelerin kendi özellerinde verdiği mücadeleler?
Yüksek Öğretim politikası.
Her şeyi bütün her şeyi bir kalemde siler atarsınız.
Kıbrıs’ın Kuzey yarısı turizmi ve eğitim sektörüyle ayakta durmaya çalışan bir ekonomik yapıdır nihayetinde. Bu sektörlerin çökmesiyle veyahut daralmasıyla zincirleme ekonomik çöküş ya da resesyon yaşayacağımız bu kadar açık iken böyle bir lüksümüz olabilir mi?.
Onca emek boşa gider.
Dolayısıyla sorumlu bir devlet adamının yapacağı açıklamalar değildir bunlar.
Özellikle Devleti yönetme görevi üstlenen insanların bu anlamda çok daha dikkatli olmaları gerekiyor. Ağızlarından çıkan her kelimeyi ölçüp tartmak zorundadır devlet yönetme iddiasında olan her siyasetçi.






Bu haber 885 defa okunmuştur

:

:

:

: