Normalleşmeye doğru giderken.

Normalleşmeye başlayacağımız şu günlerde açılacak iş kollarının yeterli sağlık ve güvenli çalışma koşullarını oluşturmaları kuşkusuz ki bu sürecin en önemli ayağı olacaktır. Tabi ki bunun devlet mekanizmaları tarafından gerçek anlamda denetlenip denetlenmediği de ikinci ayağı oluşturacak.

Normalleşmeye başlayacağımız şu günlerde açılacak iş kollarının yeterli sağlık ve güvenli çalışma koşullarını oluşturmaları kuşkusuz ki bu sürecin en önemli ayağı olacaktır. Tabi ki bunun devlet mekanizmaları tarafından gerçek anlamda denetlenip denetlenmediği de ikinci ayağı oluşturacak.
Ülke gerçeklerine dönecek olursak normal zamanlarda dahi birçok işletmenin,ya da işyerinin olması gereken sağlık ve güvenli çalışma koşullarını yerine getirmediğ halde faaliyetlerini sürdürdüğü biliniyor. Demem o ki normal zamanların hakim olduğu dönemlerde de bu işletmeleri/işyerlerini yeterince denetleyemeyen, ya da denetlemekten kaçınan bir devlet yapımız olduğu da sır değil. Dolayısıyla böyle önemli bir süreçten geçerken bunu ciddiyetle ele alacak patronlara ve denetleme mekanizmalarına ihtiyaç vardır.
Bunu yerine eksiksiz olarak getirdiğimiz oranda bu hassas ve önemli süreçten başarı/başarısızlıkla çıkacağız.
Unutulmamalıdır ki, süreç kademeli olarak işleyecek, ve bu esnada gözlem yapılacak. Umarım gerekmez ama, gerektiği durumda da yeniden kapanmak zorunda kalacağız. Ki bu belirsizliği daha da körükleyecek.
Ve yine unutulmamalıdır ki; henüz COVİD-19 belasından kurtulmuş değiliz.
Hatta bu virüsle mücadeleye de henüz tam anlamıyla başlamış değiliz.
Nitekim söz konusu virüsle ve ortaya çıkardığı yeni duruma adapte olabilmemiz için toplumun yüzde 70’e yakınının oranının enfekte olması gerekiyor. Bizim şu andaki enfekte oranımız ise yüzde 2’dir. Dolayısıyla her gün 0 vaka çıkararak bu sürece adapte olmamız mümkün değildir.
Bunu anlamsızca başarı ya da başarısızlık ekseninde değerlendirenler var.
Bu sürecin ana teması insandır,insan sağlığıdır.
Birilerinin başarı veyahut başarısızlık diye algılayacağı bir platform değildir.
Zira Bu şekilde normalleşmeyi sağlayamayız.
O halde bütün bunları göz önüne alır isek. biz COVİD-19 diye tanımlanan bu öldürücü virüs ile mücadelede henüz yolun çok başındayız..
Malum ki şimdi bazı iş kollarını açıyorız.
Bunun elbette belli nedenleri var.
Bu nedenlerini başında da ekonomik kaygılar gelir.
Bu iş kolları ile daralan ekonomi biraz olsun nefes alır mı?
Bunu ilerleyen günlerde hep birlikte gözlemleyeceğiz.
Fakat bundan önemlisi sağlıktır.
Bu süreçte bugüne kadar yatay diye tanımlanan COVİD-19 bulaşı olarak yaygınlaşabilir. Ve bizim buna hazır olmamız gerekir.
Yeterli yatak kapasitesine sahip pandemi hastanesi ile, yeterli solum cihazı ile, yeterli ilacı ile, yeterli izolasyon kıyafetleri ile ve gereken bütün ekipmanlar ile buna hazır olmamız gerekir.
Bu birilerinin alıp avantaja çevireceği bir süreç değildir.
Bu şaka da değildir.
İçinde bulunduğumuz süreç çok ciddi bir süreçtir.
Dünyanın önemli merkezlerine kök söktürmüş, diz çöktürmüş bir bilinmeyen düşman var karşımızda, konunun uzmanlar dahi bu karmaşık virüsü tam olarak çözmüş değiller. Dünyayı yöneten super güçler diye tanımladığımız ülkelerin
Dünya genelinde koronavirüs vaka sayısı 3 milyonu aşarken, 207 binden fazla kişi da hayatını kaybetti. 'Worldometer' sitesine göre, dünya genelinde koronavirüs tanısı konulanların sayısı 3milyon 2 bin 887’ye, hayatını kaybedenlerin sayısıysa 207 bin 080’e yükseldi.
Sadece ABD de ölüm sayısı 50 binleri aşmış durumdadır. Bir düşünün bu bizim nüfusumuzun neredeyse dörtte birine denk geliyor.
Yani bugün gelişmiş birçok ülke bu virüsle baş edemiyor.
Bütün bunları neden belirtme ihtiyacı duydum?
Sebep şu ki, bizim Kuzey Kıbrıs’taki yapımız belli imkanlarımız belli.
Yapabileceklerimiz de bu imkanlar çerçevesindedir.
Dolayısıyla biz daha çok dikkat etmeliyiz, uzmanların uyarılarını dinlemeliyiz bu önemli süreç içinde..
Kimse mucize yaratmayacak bize.
Elimizdeki imkanlarla olacak bu mücadele..
Bu nedenle tekrar tekrar yazma ihtiyacı duyuyorum değerli dostlar.
Bu bir oyun değildir, bu bir şaka değildir, bu hafife alınacak bir durum değildir..
Bu haber 1412 defa okunmuştur

:

:

:

: