Bilmeyen bilmediğini bilmezse ne olur?

“‘Bilmeyen, bilmediğini bilmez’ derler”

“‘Bilmeyen, bilmediğini bilmez’ derler”
KKTC küçük bir yer, her konuda bilgi sahibi olma olasılığı yok. Singapur gibi iyi çalışan ve başarılı küçük ülkeler dünyadaki en iyi kişileri çağırır, onlarla sistemini kurar, bu kişileri kullanarak kendi kapasitelerini geliştirir. Maalesef biz bunu yeterince yapmıyoruz. “Bilmeyen, bilmediğini bilmez” derler. Birçok ülkede en büyük sorun bu, herkes bilmediği konularda uzman olduğunu zannediyor. Koronavirüs konusunda da bunu gördük. 21’inci yüzyılda en önemli kaynak bilgidir. Her şeyi bilmemiz gerekli değil, önemli olan bilmediğimiz konularda konuyu en iyi bilen kişilerle, kurumlarla çalışmak ve çözüm üretmektir. Harvard Üniversitesi dünyanın en iyi üniversitelerinden birisidir, biz de büyük problemlerin çözümünde dünyanın dört yanından başka üniversitelerle birlikte çalışıyoruz. İşbirliğinin önemini anlayabilirsek, ilerleyebiliriz. Yapmazsak geride kalırız. Politikacılar çıkıp “bunu yapacağız” diyor ama bunu hangi kanıta göre, neden yapacağı, uygulanması durumunda ne etkisi veya yan etkileri olacağına dair bir ölçüm sistemi ve değerlendirme yok. Bilimsel temellerde çalışan bir devlet olmamız lazım.
Yukarıdaki paragraf Yenidüzen Gazetesinde yayınlanan Sevgili Ödül Aşık Ülker’in Harvard Üniversitesi Küresel Sağlık Sistemleri Bölüm Başkanı Kıbrıslı Türk Prof. Dr. Rifat Atun, ile yaptığı röportaja ait.
Aynı röportajda Sayın Atun, koronavirüs salgınını bir maratona benzeterek, “Liderliğin çok iyi olması lazım, şeffaf ve dürüst bir şekilde ne zaman, nasıl bir karar alınacağı çok önemli. Bilimi kullanan ve toplumu arkalarına alan ülkeler bu süreçte çok başarılı oldu dedi..
Öncelikle bu güzel röportajı gerçekleştirdiği için Sevgili Ödül Aşık Ülker’i ve Yenidüzen Gazetesini kutluyorum.
Zamanlama olarak harika bir röportaj olmuş.
Değerli Prof.Dr.Rifat Atun ile aynı mahallenin çocukları olarak birlikte ortak bir geçmişimiz var.
Kendisi son derece akıllı, zeki ve araştırmacı bir kişiliğe sahip.
Sürekli bir şeyler okuyan, araştıran ve her türlü bilgiyi dağarcığına koyan bir kişi olduğunu bizzat gözlemleyenlerden oldum.
Ülkemizin yetiştirdiği çok önemli değerlerdendir Prof.Dr.Rifat Atun..
Röportajında söylediği her kelimeyi,her satırı okudum, hem de iki kez.
Çok çarpıcı ifadelerle içinde bulunduğumuz durumu çok iyi etüd ettiğini gördüm.
Hele bir paragrafı vardı ki, çok müthiş ve adeta ders niteliğindeydi.
Sayın Atun, “Bilmeyen bilmediğini bilmez” derler diye bir ifade kullandı..
Ne kadar haklı ve yerinde bir cümle olduğunu sanırım sizler de takdir ediyorsunuzdur.
Zira bu benzetme bizim içinde bulunduğumuz durumu tarif ediyor.
Hiçbir şey bilmeyen insanların bilmediğini bilmemesi konusuna eminim ki hiçbirimiz yabancı değiliz.
Çünkü bu maalesef karakteristiki yapımıza işlemiş durumda.
Kendini her alanın uzmanı zanneden her şeyi bildiğini düşünen fakat aslında bilmediğini bilmeyen çok insanımız var maalesef.
Bu bizim bu topraklardaki en büyük zaafiyetimiz.
Ne diyor Sayın Atun, Harvard Üniversitesi dünyanın en iyi üniversitesi olarak kabul ediliyor, fakat biz de buna rağmen doğru şeyleri yapmak için başka üniversitelerle işbirliği yapıyoruz.
Ne kadar doğru ve mütevazi bir yaklaşım.
Başka ne diyor Sayın Atun.
COVİD-19 pandemi döneminde bilimle hareket eden toplumlar kazanıyor.
Ama tabi bunun göstermelik olmaması kaydıyla.
Bu nedenle bizim ülkemizde de iddia edildiği gibi hükümetin kılavuz aldığı bilim mi? Yoksa siyaset mi? Konusu karmaşık.
Açıkçası ben bu dan çok da emin olamıyorum.
Bu nedenle bilim kuruluna sürecin başından bu yana sürekli çağrı yaparak hükümete tavsiye niteliğinde sunulan raporları kamuoyuyla da paylaşması gerektiğini hatırlatma gereği duyuyorum.
Ki bu hepimizin yurttaşlık hakkıdır.
Bizim gerçekten bilimsel temellerde çalışan bir devlet yapımızın olup olmadığını bilmemiz gerekiyor.
Zira üç, beş siyasetçinin farklı ve kişisel hesaplar içine girdiği bir süreçten geçmek istemiyoruz.
Yapılanların topluma sağladığı bir fayda varsa onu bilmek istiyoruz.


Bu haber 1347 defa okunmuştur

:

:

:

: