Kapılar ilelebet kapalı durmayacak elbet.

Gelişmelerden de anlıyoruz ki Haziran ortalarına doğru eğer gözle görülür bir olumsuzluk yaşanmaz ise ülkeye gelişler ve belki de gidişler serbest olacak.

Gelişmelerden de anlıyoruz ki Haziran ortalarına doğru eğer gözle görülür bir olumsuzluk yaşanmaz ise ülkeye gelişler ve belki de gidişler serbest olacak.
Ve tesadüftür Türkiye ile eş zamanda sanki belli bir plan içerisinde hareket edilir mişcesine COVİD-19’u eş zamanda bertaraf ettik.
Bu da haliyle karşılıklı geliş ve gidişlerin önünü açıyor gibi.
Şimdi burada konu şu ki gidişlerden ziyade ülkeye gelişler bizim için hayati bir öneme haiz.
Peki nasıl olacak bu iş?
Yani ülkeye gelenler nasıl bir mevzuata tabi tutulacak?
14 günlük karantina süreci olacak mı?
Ki olacağı söyleniyor.
Peki bunun yanında ülkelerinden negatif olduklarını belgeleyen bir belge/evrak talep edilecek mi Kuzey Kıbrıs’a gelenlerden?
Örneğin biliniyor ki 3. aşama kapsamı KKTC yurttaşları dışında da açılımı öngörülen durumda öğrenci ve iş gücü akını kaçınılmaz olacak. Bu kapsamda Türkiye’den yaklaşık 40 bine yakın üniversite öğrencisinin ülkemize gelmesi beklenirken binlerce kişi de çeşitli iş kollarında çalışmak üzere Adaya gelecek.
Dolayısıyla süratle uygulanacak mevzuat neyse onun planlamasının yapılması gerekiyor.
14 günlük karantina süreci mi?
Ki bu oldukça maliyetli bir yöntem, Devlet olarak böyle bir yükün altından kalkmamız çok da mümkün görünmüyor.
Yoksa gelen kişilerin ülkelerinde tedarik edecekleri negatif değerleri gösteren belgeler mi talep edilecek.
Bu yöntem de takdir edersiniz ki karantina uygulamasından daha cazip gibi görünüyor,zira maliyeti yok. Fakat öte yandan büyük risk taşıyor, zira gelen kişilerin kendi ülkelerinde yaptıracağı testler güvenilir değilse ki bizim ülkemizde öyle olduğu anlaşılıyor, o zaman ne olacak?
Tekrar başa döneceğiz.
Nitekim böyle bir risk var ve olasılık da uzmanlara göre hayli yüksek.
Ha şimdi diyeceksiniz ki, hani salgın tehlikesi geçmişti, hani vaka sayısı bitmiştir.
Bunlar doğal olarak ilk akla gelen mantıklı sorular tabi.
Zira öyle söyleniyordu yetkililer tarafından.
İşte esas sorun da burada.
Gerçekten salgın tehlikesi bitmiş midir?
Ve gerçekten vaka çıkma olasılığı düşük bir ihtimal midir?
Dolayısıyla bu ikilemde kalmamak için, ve bundan da önemlisi gerek ülkemize gelecek olan insanların, gerekse ülkemizde yaşayan insanların sağlığını tehdit edecek riskleri en aza indirgemek ve hatta ortadan kaldırmak için nelerin doğru yapılması gerektiğini hükümetin bir an önce hiçbir etki altında kalmadan insanların sağlık önceliğini de önüne koyarak ve bunu esas alarak ihtiyaçlara cevap veren tatminkar adımlara yönelmesi gerekmektedir
Elbette buna hazırlıklı olmanın en temel gereği de pandemi hastanesi,yoğun bakım ünitelerinin güçlendirilmesi, ki buna yatak kapasitesinin artırılması, güvenilir test kitleri,ekipman vs gibi hazırlıkların tamamlanması elzemdir.
Ayrıca ülkemize girişlerde ekstra sağlık sigortası uygulaması ile karantina maliyetleri düşürülebilir, ülkeye gelme arzusunda olanların böyle bir uygulama ile karşılaşacaklarını önceden duyurmak da şart tabi.. Bununla birlikte ülkeye her giriş yapacak kişiye muhacerat işleminden önce güvenli test uygulaması da yapılabilir..

Bu haber 1342 defa okunmuştur

:

:

:

: