Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı İki Toplumlu Sağlık Teknik Komitesi, epidemiyolojik verileri değerlendirerek, kapıların gerekli önlemler alınarak kademeli olarak geçişlere açılabileceği sonucuna vardığını söyledi.
Akıncı Rum tarafı epidemiyolojik verilerini kapsamlı bir rapor halinde bizlere iletti. Cumhurbaşkanlığı olarak Sağlık Bakanlığı’ndan talep ettiğimiz KKTC verilerini içeren rapor ısrarlı taleplerimize rağmen maalesef hala Cumhurbaşkanlığına intikal ettirilmediğini de belirtti.
Bu vesileyle de Cumhurbaşkanlığında Başbakan Ersin Tatar’ın Başbakan Yardımcısı Kudret Özersay’ın ve Sağlık Bakanı Dr.Ali Pilli’nin yanısıra İki Toplumlu Sağlık Komitesi üyelerinin de hazır bulunduğu bir dizi toplantılar yapılıyor.
Elbette burada maksat doğru olanı ortaya çıkarmaktır. Dolayısıyla bu toplantıların yararlı olduğu bir gerçek.
Zira burada belirleyici olan sağlıktır.
O halde pandemi dönemi siyasetin yol göstericisi de elbette bilimdir.
Malum ki çok hassas ve bir o kadar daha zor bir dönemden geçiyoruz.
Haliyle hükümet de küresel boyutu olan bu süreci yönetirken birçok boyuttan konuyu ele almak durumundadır.
Sağlık elbette her şeyin başında gelir.
Bunu tartışmak bile absürt olur.
Lakin sürecin bir diğer hayati öneme sahip konusu da ekonomidir.
Dolayısıyla bir süreden bu yana zorunlu olarak içe dönük planlanan sistem, ekonomiye istenilen veyahut arzu edilen dinamiği sağlamamıştır.
Elbette bunu dışa dönük bir açılım gerekli.
Ha bu açılımla ekonominin çarkları daha randımanlı dönmeye başlayacak mı?
O da açıkçası belirsiz.
Hatta pandemi öncesi duruma dönmenin kısa vadede bile 2 ve 5 yıl bir süre gerektireceği uzmanlar tarafından sürekli dillendiriliyor.
Fakat şu da bir gerçek ki, bu açılım yapılırken pandemi riskini en aza indirgeyecek bilimsel tedbirlerin istisnasız uygulanması gerekiyor.
Zira bütün bunlar hayata geçirilirken bilimsellikle ikna edilmeyi bekleyen çoğunluk bir de kitlemiz vardır, ki haklı gerekçeleri de mevcuttur.
Ha bu süreçte belki birilerinin politik argümanlarla yaklaşıp açmayı geciktirme niyeti olabilir…
Bunu tabii ki tartışalım.
Fakat burada esas önümüze koymamız gereken objektif ve gerçekçi bir yaklaşımla bu açılımlar yapılırken tedbirleri olabilecek en üst seviyede tutabilmektir.
Elbette kapıların pandemi sebebiyle geliş/gidişlere kapatılması özellikle ekonomik olarak olumsuz etkilenen emekçiler vardır. Bu emekçi arkadaşlarımıza dönük samimi yaklaşımlara da ihtiyaç var.
Sanırım bunda hepimiz hemfikiriz.
Fakat demem o ki genel olarak kapıların kara,hava,deniz açılmasının risk analizi mutlaka yapılmıştır. Hoş bu anlamda devlete güvenmek istiyoruz. Bu nedenle de tedbirlerin bilimsellik odağında elden bırakmayacağını umuyorum.