İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars’ın rant planı olarak anılan imar planı yeniden gündeme getirildi.
Halkın Partisi’nin, 15 Temmuz’da sona erecek Mağusa-İskele-Yeniboğaziçi emirnamesinin bitmesine sayılı günler kala Başbakan Tatar ve UBP’ye, “Ya rant planını geçiririz, ya da hükümeti bozarız” diye tehditte bulunduğu ileri sürülüyor.
Peki bu doğru olabilir mi?
Daha önce kahve bile içmeyi reddettiği UBP ile eski Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün’ü pazarlık konusu yapıp şartlı hükümet kuran HP, Aytaç Çaluda’nın dokunulmazlığını kaldırtırken de Ünal Üstel’i Turizm Bakanlığı’ndan aldırırken de hep aynı tehdidi kullandı.
“Hükümeti bozarız” tehdidiyle UBP’yi kontrol ederken, istediklerini de yaptırmayı başardı.
Son olarak süresi 15 Temmuz’da biten emirnameden önce imar planının hayata geçmesi için UBP’yi tehdit ettiği öne sürülen Halkın Partisi’nin, bunu da yapmadığına inanmamamız için hiçbir gerekçe yok.
Ne demişler ayinesi iştir kişinin, lafa bakılmaz.
HP-UBP hükümet ortaklığında bugüne kadar yaşananlar, geldiğimiz noktada bizi şaşırtmıyor.
İskele’de beş şirkete tekel oluşturan ve rant planı olarak bilinen Mağusa-İskele-Yeniboğaziçi İmar Planı’nın yeniden gündeme getirilmesi de elbette tesadüf değil.
Star Kıbrıs ve Ada TV, bu bağlamda özellikle İskele Kalecik’te yaşanan büyük mağduriyetler noktasında halkın sesi, gözü, kulağı olmaya devam edecek.
Şu anda 15 Temmuz’da süresi sona eren emirnamenin bitmesine sayılı günler kala hükümet ortağı UBP’yi tehdit eden Halkın Partisi, Başbakan Tatar’ı ikna etmeye çabalıyor.
Güney’den göç eden ya da İngiltere’den gelen Kıbrıslı Türklerin Fasıl 96 ile sahip olduğu topraklarda inşaat izinlerini sıfırlayıp tarlaya çeviren imar planı ile büyük mağduriyetler yaratılırken, devlet yaklaşık 500 milyon sterline yaklaşan tazminat davalarıyla karşı karşıya bırakılıyor.
Peki bunların sorumlusu kim olacak?
Yarın öbür gün bu “rant planı” geçerse, devlet bu ağır tazminatların altında nasıl kalkacak?
Üç belediye başkanının reddetmesine rağmen, Başbakan Ersin Tatar’ın da onayı alınmadan İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars tarafından oldubittiye getirilerek geçen yılın sonunda yürürlüğe sokulmaya çalışılan imar planı, Tatar, tarafından son anda “Toplumsal bir uzlaşı yok” diyerek resmi gazetede yayınlanmamıştı.
Peki şimdi ne değişti? O uzlaşı hala yok.
Başbakan Tatar, Halkın Partisi’nin tehditlerine boyun eğip İskele halkının reddettiği bu imar planına ‘evet’ derse bunun bedeli ağır olur.
Önümüzde çok kritik bir Cumhurbaşkanlığı seçimi var. Parti tabanında son haftalarda giderek derinleşen küslüklere, bir de “rant planı” olarak anılan imar planındaki mağduriyetler eklenirse, UBP açısından hezimet kaçınılmaz olur. Bizden söylemesi…