KTÖS ve KTOEÖS’ten ortak açıklama

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) ile Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS), ortak açıklama yaparak öğretmen sendikaları olarak çağdaş laik eğitim, eşitlik ve adalet mücadelelerine devam edeceklerini açıkladılar.

Kıbrıs Türk Öğretmenler Sendikası (KTÖS) ile Kıbrıs Türk Orta Eğitim Öğretmenler Sendikası (KTOEÖS), ortak açıklama yaparak öğretmen sendikaları olarak çağdaş laik eğitim, eşitlik ve adalet mücadelelerine devam edeceklerini açıkladılar.

KTOEÖS Başkanı Selma Eylem ve KTÖS Genel Sekreteri Şener Elcil imzası taşıyan ortak açıklamada, bakanlığa çeşitli konularda sorular yönelten sendikalar, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı’ndan soruların cevaplarını kamuoyu ile paylaşmasını talep etti.

“Tüm bunların takipçisi olacağımızı ortaya koyarız” diyen iki sendika Bakanlığa şu soruları yönelttiler.

“Hala Sultan İlahiyat Kolejinin tanıtım videosu sosyal medyada dolaşmakta. Bu okul bakanlığa bağlı bir devlet okulu değil midir? Yoksa özel okul mudur? Sahibi kimdir? Oldukça profesyonel bir çekimle hazırlanan videoyu kim finanse etmiştir? Bu okulun okul aile birliği, ev ev, kapı kapı dolaşarak ailelerle görüşmekte parasız eğitim, ulaşım, beslenme ve yurt önerisiyle öğrenci kaydı için çalışmalar yapmakta, bu çalışmalar sonucu sınavsız alınan imam hatip alanına öğrenci kayıt sayısının artmasıyla mesaryada bir ortaokulumuzun öğrenci sayısı azalmakta önümüzdeki yıllarda kapatılma riskiyle karşı karşıya kalmaktadır. Özel okul gibi yapılan bu çalışmaları bakanlık görmezden mi gelmektedir? Öğrencilerin ulaşım, beslenme ve barınmasını kim ya da kimler finanse etmektedir? Bakanlık Hala Sultan İlahiyat Kolejinin 'kolej' bölümünde de imam hatip alanında da ideolojik eğitimi talim terbiye dairesinin hazırladığı haftalık ders dağılım çizelgeleriyle bizzat belirlemektedir. Bu eğitim anayasamıza milli eğitim yasamıza uygun mudur? Bakanlığa bağlıymış gibi görünen ama bağımsız hareket eden bu okulun kim olduğu belli ama örtülü yöneticilerini bakanlık bilmiyor mu? Biliyorsa nasıl olur da bu yasa dışılığa göz yumuyor ve hatta alet oluyor ya da boyun eğiyor? Yoksa eğitim bakanlığını vakıflar ve tarikatlar ele mi geçirmiştir?

Virüs salgını nedeniyle dünyada birçok ülkede uluslararası sınavlar dahi yapılmazken ülkemizde bakanlığın kolej sınavı ve diğer merkezi sınavların yapılması kararı hangi pedagojik temele dayandırılarak, kiminle istişare ederek alınmış bir karardır? Yapılan sınavda 19 Mayıs TMK’ya kayıtların son günü kayıtların bitmesine bir saat kala bakanlığın bir öğrencinin kaydının yapılması için okula telefonla talimat vermesi, itiraz süresi bittiği halde, kayıt listesinde olmadığı halde bu talimatı vermesi, çocuğun optik okuyucuda okutulan kağıdında tam da geçmesi için ihtiyaç puanı olan 9 soruda cevaplarının, yanlışlarını iyi silemediği için çifte algılanması ve böylelikle sınavı geçmesi ya da geçirilmesi şaibeli değil midir? Yarım puanla kayıt hakkı elde edemeyen çocuklara haksızlık olmuyor mu?

Virüs salgını nedeniyle bu yıl diploma törenlerinin açık alanlarda yapılması için bakanlık okullarımıza genelge göndermiştir. Buna rağmen özel okullardan biri bakanlığın bu genelgesine rağmen törenini kapalı alanda yapmıştır. Özel okullar bakanlığa bağlı okullar değil midir?

Bakanlıkta da görev alan ve şu anda bir özel okulda görev yapan bir yetkili kamu hizmeti komisyonunun yaptığı öğretmenlik sınavlarına girdi diye kendi öğretmenini işten atıyor, sözleşmesini uzatmıyor. Bakanlık ya da devlet bu sömürü düzenine neden göz yumuyor? Neden genç öğretmenlerimizin suç işlemiş gibi 'sosyal demokrat' geçinen yöneticilerin iki dudağı arasında geleceği karartılıyor, geçim derdine sokuluyor?

Nakiller tamamlanmış ihtiyaçlar belirlenmiş yetkiler alınarak kamu hizmeti komisyonuna gönderilmiş olduğu halde neden hala öğretmen münhalleri ilan edilmemiştir? Öğretmen, müdür, muavin sınav ve atamaları yapılmayacak mı? Okullarımız yine eksik kadrolarla mı açılacak? Bu hamle danışıklı dövüş müdür? Seçimle bir ilgisi var mıdır?”

Bu haber 1487 defa okunmuştur

:

:

:

:

DİĞER HABERLER