Star Kıbrıs, Mağusa, İskele, Yeniboğaziçi Emirnamesi’nin süresini bitmesine 2 gün kala, bölgenin nabzını tuttu.
Star Kıbrıs, Mağusa, İskele, Yeniboğaziçi Emirnamesi’nin süresini bitmesine 2 gün kala, bölgenin nabzını tuttu. Yaklaşık 1.5 yıl önce başlayan emirname tartışmasının süresi 31 Aralık 2019’da sona ermişti. Başbakan Ersin Tatar’ın ‘içime sinmedi’ diyerek imzalamadığı imar planı neticesinde 31 Aralık 2019’da emirnamenin süresi dolmuştu. 15 gün süren tartışmaların ardından, 15 Ocak’ta 6 aylık uzatılan yeni bir emirname ortaya çıktı. O emirnamenin süresi de 15 Temmuz’da sona erecek. Bu da demek oluyor ki 2 gün sonra yeni bir sorunumuz olacak… Öte yandan İçişleri Bakanı Ayşegül Baybars’ın emirnamenin süresinin uzatılması için hükümeti tehdit ederek ‘ya rant planını geçiririz ya da hükümeti bozarız’ dediği öne sürülüyor. Bir diğer iddia ise Halkın Parti’li bakanların hükümeti emirnamenin süresinin uzaması için tehdit ettiği. UBP ile HP arasında da uzun süredir gerginlik olduğu biliniyor. Son jet krizinde Turizm Bakanı Ünal Üstel görevden alınmıştı. Daha önce de UBP Lefke Milletvekili Aytaç Çaluda’nın dokunulmazlığı kaldırılmıştı. Bölgenin sesini aktarmaya çalışan Ada Tv’de ilk olarak UBP İskele İlçe Başkanı Osman Kırşan, Cüneyt Oruç’un sunduğu Gündem Özel programına telefon ile bağlanarak sorulara yanıt verdi. Kırşan, 31 Aralık 2019’da sona eren ve 6 ay uzatılıp süresinin bitmesine 2 gün kalan emirname hakkında şunları kaydetti:
“İskele son yıllarda özellikle inşaat sektörünün gelişmekte olduğu bir bölge. Biz İskele halk olarak bir emirname olması görüşündeyiz fakat emirnameden önce imar planının yapılması ve imar planları ile büyümemiz gerektiğini düşünüyoruz. Dolayısıyla bir şahsın arazisine çok katlı bir apartman dikildikten sonra diğer bir şahsa 1-2 kat izin verirseniz oradaki rekabeti, gelişmeyi ortadan kaldırmış olursunuz. İskele’de 2-3 tane inşaat firması bölgede ciddi yatırımlar yapmaktadır. Arazilerini alıp, planları yapıp belki de kağıt üzerinde bunları satmışlardır. İskele bölgesi 6 aydır bir belirsizlik içindedir. Gelişmeler adeta durmuştur. Emirname olmalıdır ama bölgenin gelişmesini sağlayacak ve bölge halkının menfaatine uygun şekilde olmalıdır. UBP olarak da bu çalışmaları İçişleri Bakanlığı’nda yapıyoruz. Ama uygulamaya geçirilmek istenen bu emirnamenin bölgeye ciddi sıkıntılar getireceğini görüyoruz. İskele bölgesi devletin yap-sat yaparak ciddi para kazandığı bir bölge. Çok arazi az inşaat değil de az araziyle daha çok inşaat yapılmalı. Bu yüzden emirlerle değil imarlarla yürümek zorundayız. Artık bu belirsizliğin bir an önce sonlanması lazım. Çünkü tüm sektörler şu an İskele’de durmuş şekilde. Ben umuyorum ki herkesin benimseyeceği bir imar planı ortaya çıkar. Eğer çıkmazsa da emirnamenin süresinin yine uzatılacağı konuşuluyor. Fakat bu 6 aylık süreçte ciddi bir yol alındığı bilgisi var. UBP’nin görüşleri doğrultusunda bir fikir birliğine varılırsa emirname 2 gün sonra çıkabilir. Tabi yüzde 100 bizim görüşlerimiz kabul olacak diye bir şey de olamaz. Ortak bir şekilde UBP de bu taşın altına elini sokarak bu emirnamede ortak bir karar umarım çıkar. Hükümeti bozma tehdidini ben duymadım. Fakat UBP halkın menfaatine olacak her şeye imzasını atar.”
Programa daha sonra İskele bölgesi sakinlerinden Cem Kızıl telefonla katılarak bölgedeki son gelişmeler hakkında bilgiler verdi. İngiltere’deki İskele vatandaşlarının kendi bölgelerinden toprak alması için onları teşvik ettiğini söyleyen Kızıl, İskele bölgesinin önceden köy gibi olduğunu, daha sonradan İskele’nin gelişmesiyle esnafın karnının doyduğunu söyledi. İmar planının yapılacağını duyan Kızıl, toplantılara katılarak imar planı hakkında bilgiler aldığını, gelişmekte olan bölgelerin tarım arazisi olacağını, sadece İskele’de bulunan K8 adlı bölgenin Fasıl 96’dan daha ileri gidilebilecek kat sınırı olmayan bir bölge olduğunu öğrendiğini ve bu 23 km.lik Girne’ye alternatif olabilecek bölgenin tarım arazine dönüştürülecek olmasının tamamen ters bir davranış olduğunu aktardı. K8 bölgesinin içine ‘rant’ girdiğini belirten Kızıl konu hakkına şunları kaydetti: “K8 bölgesinin yanında bizim arazimiz var, biz orayı sadece tarım için kullanabileceğiz ama yan tarafımız gökdelen dikecek. Böyle bir zihniyet olamaz. Benim bir arazim var ve yıllardır arazime arsa nitelikli tarla olarak emlak vergisi ödüyorum. Arazim K3 olarak ilan edildi. K3’te 2000 metrekareye sadece 1 ev yapabilirsiniz. Bu büyük bir mağduriyet. Malımın değeri bambaşka bir değerde. Arkadaşlarıma aldırdığım arazileri İskele toprağı İskelelinin olsun, paralarını bankada tutmasınlar diye aldırdım. Ama insanların malı şimdi tarım arazisi oldu. Biz buraya imar planı istemiyoruz. Yapılacaksa halk ile oturulur konuşulur. Nasıl yapılacağı anlaşılır. Halkı işe paylaşır. 2 gün sonra plan belki imzalanacak belki uzatılacak ama halkın haberi yok. Mal sahibi olarak imar planı geçmeden önce bilgilendirilmemiz gerekmez mi? Fakat rant çıkarı olan 5 şirket imar planını öğrenmiş. Şimdi orada o şirketlerden başka kimse yapılaşma yapamaz. Ben de ulaşabildiğim arkadaşlarıma dedim ki ‘Elinizdeki arazileri tarım arazisi yapıp elinizden almaya çalışacaklar, lütfen satmayın, çünkü 3-5 yıl sonra imara açılabilir.’ Bu İskele halkına yapılan bir saygısızlıktır. 2 gün sonra plan açıklandığına bir sürpriz bulacağımızdan şüphemiz yoktur. İskele halkına faydası olmayacağını düşünüyorum. Eğer olsaydı zaten bizle paylaşılırdı. Oldubittiye getirilmeye çalışılacak. Önceden 31 Aralık 2019 öncesi İskele bölgesi milletvekilleri plana hayır dedi. Fakat 31 Aralık’ta 3 vekil gidip plana evet deyip imzaladı. Bu da kafa karıştıran bir şeydir. Başbakan da imar planına hayır dedi ama arkasından bir atılım gelmedi. Şu an 15 Temmuz’u bekliyoruz. Umarım bizim için geçerli ve uygun bir plan yaparlar, biz de devletimizle savaşa girmek zorunda kalmayız.”
İskele sakinlerinden bir diğer vatandaş olan Metin Güllü, yaşadığı mağduriyetleri anlatarak sıkıntılarını Ada Tv ile paylaştı. İskele atalarından kalma toprağı olduğunu ve o topraklara yatırım yaptığını ifade eden Güllü, 2 gün sonra açıklanacak olan yeni plandan beklentilerini şöyle aktardı: “Bu plandan çok büyük bir endişe duymaktayım. Bu saatten sonra plan yürürlüğe girerse tarihe kara bir leke olarak geçecek. Uygun olmadığını düşünüyorum. Planı inceleyip araştırdığımda ve sunumlara katıldığımda çok ciddi bir kayıp yaşayacağımı gördüm. Mülkiyet sahiplerinin haberleri bile olmadan mağdur edileceğini biliyorum. Ama diğerlerinin haberi dahi yok. Çünkü bizimle yani halkla paylaşılmadı. Önceden bu plan 1 yıllık yapılacak ve sonra bir ‘master plan’ yapılacak denmişti. Çok mutlu olmuştum ama ne yazık ki günün sonunda yaşanan süreçte ve en son açıkladıkları planı ben gördüğümde şok oldum. Çünkü o plan insanları o kadar mağdur ediyordu ki gerçeği gördüğümde çok üzüldüm. Ben toprağa yatırım yapmış bir insanım. Sadece toprağa yatırım yaptım. Ben sunumda şunu gördüm. Hiçbir mülkiyetçiyi dikkate almadılar. Yatırımcıları dikkate almadılar. Fasıl 96’yı hiç dikkate almadılar. Bir insan toprak alırken o toprağın imarına bakar. Bu imarları tamamen yok saydılar. Yani mesela Fasıl 96’daki bir araziye para yatıran insanlar bir anda kendilerini kısıtlamalar içinde buldu. Böyle bir plan olamaz. Denize 100-150 metre olan arazileri tamamen imara kapatıp tarım arazisi ilan ettiler. Bu plan kesinlikle iptal edilmelidir. Bizim dışımızda bazı şirketler ise büyük kazançlar sağladı. Bazı şahsi çıkarlarını düşünen insanlar bu plan üzerinde çok oyun oynadı ve bu plan delinmiştir. 6 ay bu plan delindi. 6 ay içinde birçok şirket sanal projelerini yaparak Şehircilik Dairesi’ne sundu. Kat sınırlaması gereken yerlerde bile izinlerini aldılar. Böylece İskele’yi bitirdiler. Bundan sonra yapılacak bir planın anlamı yok. Bu plan nasıl yürürlüğe girebilir, buna kim imza atabilir? İmar planı yapılırken mülkiyetçinin haber edilmesi gerekir ama kimseye haber verilmedi. Bu da demek oluyor ki birtakım çıkarlar var. İmar planı diye bir şey yoktur ‘rant’ planı vardır.”